Özü de bir sözü de bir,
Aklı dost, düşmanı kibir,
Yüreğinde dağca sabır,
Böyle bir dost arıyorum.
İyi günde, kötü günde,
Dolar takmıyor seni, beni, bizi,
Sorunlar dağ gibi, gamlı bir dizi,
Sırtımızdan çıkmaz yoksulluk izi,
Dikiş tutmuyor ki cebimiz bizim.
Yerde desem, yerde değil;
Gökte desem, gökte değil;
Yaşta değil, başta değil;
Hayalde düşte bulunur.
Seç deseler, seçemezsin;
Hiç bitmez ki emeklinin çilesi,
Boş kalır yarısı, dolmaz filesi,
Üstüne de promosyon hilesi,
Allah emekliye yardım eylesin.
Bakkaldan, kasaptan şaşar feleği,
Neler geldi şu garibin başına,
Bakmadılar durumuna, yaşına,
Göz diktiler kuru ekmek aşına,
Gün görmeden göçüp gitti dünyadan.
Suçu neydi yoksul doğmaktan başka,
Sen sus da gözlerin konuşsun.
Gözlerin konuşsun ki;
Her şey içten,
Her şey açık,
Her şey yalansız,
Her şey özden,
Gülüm senin için çarpar yüreğim,
Duy da gönül defterine yaz beni.
Bundan gayrı yoktur senden dileğim,
Gör sevdamı, yüreğine çiz beni.
Gönül coştu yine candan aşk ile,
Yaşam bir kovalamaca,
Tavşan kaç, tazı tut örneği.
Mutluluk tavşan, insan tazı,
Koş babam koş,
Arkada bırak kışı, yakala yazı,
Yakala da dinsin yüreğindeki sızı.
Sevgiye, özgürlüğe, adalete
“Nokta” koyma sakın!
Kötülüğe koy ki noktayı.
Ardı arkası gelmesin bir daha.
“Soru işareti” olmasın attığın adımlarda,
“Denden”ler olmasın.
Seni anlatmak öyle zor ki canım.
Esen rüzgâr, coşan ırmak gibisin.
Seninle geçiyor her günüm, anım,
Ruhuma can veren toprak gibisin.
Yâr tutarsa yüreğimin elini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!