Aynı yerden kirlendik
Kirimiz birbirine karışıyor gittikçe kirleniyoruz
Bir telaşla silmeye çabalarken yayıyoruz
Gittikçe kirleniyoruz
Ağlıyoruz kirimizi söker atar belki
Ağlıyoruz yüzümüz çamurlaşıyor
Şu koşuşturmalar olmasa
Şöyle serin, gölgelik bir ağaç dibi bulsam
Canım çıkana kadar seni düşünsem
Betonarmelere hapsolmuş, dağdan inme, kavgacı
Kırmızı kapaklı kitap kentliliğinin değmediği aşiret gözlerini
Dağdan inme gözlerin market reyonlarına çeşme başı havası katar
Beni gecenin üçünden alır mısın
Mesela öğleden sonra dörde bırak
İki namazın arasına sığayım
Ya da sabahın altısına at
Öğle namazına müteakip ortadan kaybolayım
Soğuk bir iklimin bacalarındaki yaşam belirtisi
Gece üçe doğru tablayı boşaltmayı akıl eden sigara tiryakisi
Aşağı mahalleden gelen siren sesi
Birileri sinmiş
Kimi sindirilmiş
Kimine göre meşru yoldan yürünmezmiş
Ben ölmek diyorum
Sen hangi aşk diyorsun
Yaşamaktan arta kalan kısa kısa ölmeler
Kısa kısa dediğime bakma
Aşklaya aşklaya öl olur
Pardon damlaya damlaya...
Ne beyhudedir
Şu kırgınlıklar
Şu hüzünler
İnsanı öldürmeye yetmedikten sonra.
Hercai bir bıçak darbesi
Zevahiri yarin hiç de önemi olmayan
Eyy inancımın ilk şartı
Eyyy gönül soframın baş köşesine kurulan kadın
Umarsızca çekerken kapıyı
Hangi tarafını yokladın vicdanının
Şimdi her gün geleceğin günün arefesi
Dini bir törenden arta kalan
Birkaç kürek toprak, bir iki demet çiçek
Dinelmiş bana bakıyor aklımda kalan
Bir tarih, kör bir talih
Ay ışığında yayılan bir neşe
An be an azalır yaklaştıkça güneşe
Ayrılık şafak vaktiyle gelir gülüşe gülüşe
Karanlık dağılır yeni bir karanlık çöker üstümüze
Diğer her şey ritüeliydi sevdanın
Koca koca gecelerin şımarıklığı
Ağır abi gün doğumları
Bir anda bastıran erken doğum sancıları
Kolları, elleri ilk sarılmasında tereddüde kapılan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!