Varlığına mutlu olup coşacak
Anılarla dolup dolup taşacak
Her çalınan zile kalkıp koşacak
Bekliyorum onu demesi kolay
Henüz sabahın ilk saatleriydi
Gün yüzünü göstermeye hazırlanıyordu
Deniz yatak gibiydi
Üstüne uzanmış, keyfini çıkarıyorduk
Meltemler okşuyordu tenimizi
Hiçbir şey umurumuzda değildi
Beşik gibi
Sallanan ilimizde
Yıkılan hayallerdi
Yerin öfkesinden
Nasibini alan
Buz tutan insanlıktı
Onun ne gündüzü var ne gecesi
Çözülmüyor ki deprem bilmecesi
Zelzele değil binalar öldürür
Ancak sağlam yapılar yüz güldürür
Uzun bir gecenin sonunda güneşin doğması gibi
Soğuk bir yüze sıcak bir elin değmesi gibi
Isınmıştı havalar çok sert geçen kışın ardından
Baharı müjdeleyen ilk cemreydi bu anlaşılan
Nerede o eski öğretmenler eski anneler- babalar
Çok değil parmakla sayılamayacak kadar
Eti senin kemiği benim anlayışı nerede?
Operasyon yapılırken kaldı masada
Şiddet yok çocuklarımızı asla dövmeyelim
Sen yoktun ocağın başında oturuyordum
Biraz yorgundum arada bir uyukluyordum
Bir tanem dün gece kızım yanıma geldi
Gözlerime baktı dizlerime uzanıverdi
Babacığım dedi annemi anlatsana
Yavrum dedim ocağa bir odun daha atsana
"Hem dünya için hem de ahiret için çalış"
Diyerek Habibimiz bizi böyle uyarmış
Bitmeyince bizdeki bu dünyanın sevgisi
Bozuldu dünya ile ahiretin dengesi
Bir kişiyle çıktığımız yolda
Bugün bir milyon olduk
Az mesafe kat etmedik yüzyılda
Evvel az idik şimdi çoğaldık
Çocukların temeline ilk harcı koyan
Nerede o eski öğretmenler eski anneler- babalar
Azaldı parmakla sayılacak kadar
Eti senin kemiği benim anlayışı nerede?
Operasyon yapılırken kaldı mazide
Şiddet yok çocuklarımızı asla dövmeyelim
Disipline ederken çocuklarımıza sakın sövmeyelim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!