Tutuyoruz öğütlerinizi
Kombinin en kısığını idareli lamba gibi
Kat kat çamaşır giyinip
Dağda bayırda dolaşır gibi
Tv nin karşısında bir çekyat üzerinde
DÜNYAMIZI TEHDİT ALTINA ALAN COVİT-19 VİRÜSÜNDEN SONRA BÖYLE BAYRAMLAR BİR DAHA YAPILIRMI BİLMEM GÜZEL GÜNLERDİ...
Dört mahalleden oluşan köyümüzün merkez mahallerinin doğusunda olan bizim mahallemiz ile kuzey batısında yer alan mahalle ile aramızdaki mesafe 8-10 ,km idi
Dini bayramlarımız o kadar samimi ve canlı kutlanıyordu ki herkes her bayram köyün yüzde seksenini ev ev gezmiş olurdu.Coğrafî olarak eskiden bayram bölümü mahalleler arasında 3 güne bölündüğü için her zaman 1.Bayram köyün iki merkez mahallesi dışında ayrı bir yerde kurulu 5-6 hane ile birilikte bir bayram yapıyor 2.nci Gün bizim mahallenin bayramı 3.Gün diğer mahallemizin bayramı olurdu
Kurban bayramlarında birinci gün bayram namazından sonra herkes cami dışındaki bayramlaşmaya katılır,benim çocukluğumda hafızamda kalan köyün en yaşlısı tonton bir amcamız dan sonra köyün imamı ikinci sırada sonra sıra tahmini olarak yaşlıdan gence doğru dizilip giderdi bayramlaşma bittikden sonra kurban bayramının önemi ve aramızda varsa dargın olanlar barışmaları ve eşi dostu büyükleri ziyaretin önemi anlatılır bayramların birlik ve beraberliğin kaynaşmanın vesilesi olması dilekleri ile dua biter bayramlaşma başlamış olurdu .Merkez mahalleye uzak iki mahallenin yakınmaları burada başlar,biz şimdi hangi tarafı bayram gezeceğiz? merkez mahallerin aralarındaki mesafe yarım saatten az değildi ve her mahallesi uzak mahallelerin hane sayısı kadar vardı.Bizim önerimiz üç gün kutlanan bayram dört güne çıkarılsın herkes her mahalleyi gezebilsin idi bayram namazı bittikten sonra kurban kesecekler köy içinden hayvan kesmesini bilen arkadaşlarını akrabalarını önceden belirler,namaz sonrası hızlı bir şekilde herkes kendi kurbanını kesmeye gider iki üç saat içinde kurban lar sofraya konulmaya hazır olurdu.Bayram sofralarında ayrıca bayramın simgesi hâline gelmiş lokum,çorba,plav,komposto,kuru fasulye,mevsimine göre taze fasulye fazla rağbet görmediği için ağır makina dediğimiz nohut salata lahana dolması lahana mancarı yemeği çükündürün haşlanıp yoğurtlu şekilde çalkam ise sulu şekilde sofraya konulşılırurdu tatsız sütlaç cacık, tatlı olarak baklava ve kuru şey dediğimiz tatlı,sonrasında çay bu hazırlık köyümüzün her hanesinde az çok olur bayramı en güzel duyguyla kutlar yaşamış olurduk,bayramda bayramcı eve girdiği zaman önce o ev de bayram gezemeyecek kadar yaşlı ve hasta varsa onun eli öpülür,daha sonra hane sahibi ile bayramlaşılarak hazırlanan sofraya oturtarak ikram başlar sofradan kalkar kalkmaz hemen çay servısı yapılır çaylar içildikten sonra eve başka misafir grubu gelirse hemen bayramcı evinden ayrılıp yeni gelen bayramcılara yer açılmış olurdu bayramda herkes anlaştığı kişiler ile dörderli beşerli ...sekizer onaları guruplar hâlinde gezilir o gün bayram bitene kadar o grup bayramı beraber gezerdi ilk sofralar bittikten sonra bayram sahnesine kadınlar ve çocuklar girer aynı mantar tabancalarının sesi duyulmaya başlardı bayramcı bazan o kadar kalabalık gelirdi ki sofra yerden kalkmadan üzeri temizlenip defalarca bayramcı sofraya oturur onlar kalkmadan diğerleri gelmiş olurdu bir keresinde evimizin dört odası dolu olduğundan uzaktan evimizin önüne kadar gelen misafirleri evimize davet edememiş bu akrabamız uzun süre bu durumu bize sitem etmişti......
3/Mart/1992
Kara haber gelmeden anlamıştık ya sesinden
Güm diye vurmuştu kuşku dört duvar aralarına
Kimimizi sofrada,kimimizi elinde çay bardağı
Düşmüştü saydık gönüllülere ateş bilmeden
Çocuk olunur mu veyiymisin demekle verir misin yerine
Bu kadar mutlu olurmu insan eli,cebi boş dedenin gelişine
Oyuncaklar arasında akla hayale gelmedik buluş eğlence
Uçak yapıp eline geçen rastgele nesneden,uçurmak göklere
İki tane plastik oyuncak modelinden hazır tost ekmek servise
Yada olmayan ot yaprağı yedirmek,maket zürafaya yalandan yere
Golaysuzdu ağaç yıkamanın ırıbını bilmeyodu
Galdı çaluk çocuğu yetim öksüz yazuk
Çalışdudu çalışdudu herkes boğaz tokluğuna
Bakacak mı şimdi el alem oğul uşağuna
Calışduduysam alıvaycaydım cağarasını
UMUDA UYGARLIĞA
Bir bayram günüydü dün'lerden
İnerken düşe kalka yokuş aşağı
Birleşti yollar en'lerin en güzeli
Çocukluk imparatorluğuna
Ben seni unuturum kadın hiç görmemiş gibi
Kumral saçını kumral kaşını kahverengi gözünü
Herkes gibi kalır bedenin,gözümde hayal meyal
Bıraktığın insanlığı unutamam bak cemalin gibi
Yarım yüzyılı aşkın yaşanılan acı tatlı onca yılda
Getirin şu dağları aşağılara
Beyaza boyayacağım
Ne kadar ayrı renk varsa üzerinde
Taşı toprağı ağacı odunu yongası
Gölgelerine kadar bir uçtan bir uca
Önce ağaçların en yücelerinden
Üvey evlat olmuşuz Dünya'da
Dip dibe yaşıyorduk geçmiş yıllarda
Kimi kalem, kimi kazma kürek tutarken
Aynıydı! ..damlarımız da, sayatlarımız da
Büyük baş küçük baş hayvanlarımız da
Gün ağarırken uyandı
yüzüne çarptığı soğuk su ile
Kendine ancak gelip
Söken şafağa Şöyle bir baktı
Kahvaltı için koğuştan ayrılıp
Üc kat aşağı indi




-
Metin Solak
-
Metin Solak
Tüm YorumlarEvet insana keşke seneler önceki durum hiç değişmeseydi olmasaydı şu teknoloji meknoloji dedirtecek dizeler tebrikler efendim
Allah böyle acılar göstermesin birdaha. Dmuyarlı yüreğinize sağlık