2000 yılından beri yazı yazıyor. tyb urfa şubesi yönetim kurulu üyesi...
Bir Çınar gibi Tek başına
Baharın güneşinde insansız bir Doğa
Her şeye akıl sır erdirenler
Dünyanın bu durumuna ne diyecekler
Şu insanlar ....
Şehir, akşam ve hüzün
Akşam hüzünle kapanınca
Akşam, yine akşam, yine akşam
Neden öyle sessiz duruyor akşam
Mevsimler gelir geçer, yıllar geçer...
Eylül’ü hiç mi hiç sevmiyorum
Gidiyorum Ama Etmiyorum Eyvallah
Nur çekildi eşyada
Bu sema-yı mükedder altında
Bitmedi zulmler dünyada
Vardır her gecenin bir neharı
Narı değil Nur’u bekliyoruz artık....
Avlu şimdi bomboş,
Taşlar soğuk,
Bu taşlar biliyor her sırrını,
Kuşaklar geçmiş o taş eşikten,
Bir koku yükselir nemli topraktan
Hapsolmuş bu avlu, sanki asıra....
Yapraklar sarardı , ağaçlardan dökülür .
Aylardan kasım, soğuk havaları hep sevdim …
Yakında kış gelecek mi …
Kar, buz, soğuk...
Arasına rüzgar serpiştirilmiş
Kasımda ne çok yağmur yağıyor değil mi gözlerden...
Medrese-i Yusufiye Nursuz olmaz.
Nar değil Nur var.
Lezzetli dünyevi vaziyetten sonra
Zindan var .
Bu bize bunların davet ettiklerinden
daha güzeli var.
Bir Eskişehir sonbaharı
Eskişehir'de sonbahar güzelliği
Eylül bitmiş ve Ekimde bitiyor
Sonbahar yağmuru düşmemiş
Moral veren Dökülen yapraklar
Sonbahar sararan yaprakları
Burası Dünya !
Dünya bir Misafirhane ...
Eş dost gelen giden oturacak yer yoktu...
Misafiriz bu dünyada en sonunda gideceğiz.
Artık kalanlar bizi soruyorlar...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!