Siyah sancak, kara hisler ve yükümlü gömlek
Bir fecir vaktinde yolumuz kalemle kesişti
Artık payımıza düşer müstakbeli örmek
Gece veda etti, kaderimle bitişti.
Mavi boncuk, silik izler ve kuru dudaklar
Halatlar taşıyor cümle gamlarımızı
Güverteye yükleniyor kainattan taşacak yük.
Biz gam ehliyiz bizden olan bilir gamlarımızı
Dert dolu ciğerler aşk dolu kalplerden büyük.
Sayılı zaman kaldı gamlar taşınırken
Geceler içinde seçkinler vardı
Ben her geceyi aynı sanıp kanardım
Düşlerimin tükendiği bir gece devresinde
Işık bekletecek ümidi arardım.
Geceler içinde seçkinler vardı
Gidenler beni giderken götürür
Düş gücümle eşlik ederim kervanlarına
Gidenlerin kervanı yolda düzülür
Aşk gücümle koyulurum seyranlarına.
Gidenler yaban bir uğultuyu duyarlar
Kınalı ağıtlar türedi dilimden
Gözümü göğe diktim
Dilime ket vuramadım.
Yaşamın her pıhtısına şükran düştü dilimden
Kalbime güller ektim
Hazirana çizik atan taklacı güvercin
Kerrat cetvelinden birkaç işlem siliyor.
Hazirana çizik atan taklacı güvercin
Sayıları ve çarpıları takvime ekliyor.
Güvercin taklacıdır hüneri büyüktür
Bir Cumartesinin ezgilerle bezenmiş
Muhakeme günündeyim üç mevsimdir.
Üç mevsim dolusu trenler geçti peş peşe
Vagonların iniltisinde yansıyan benim sesimdir.
Avuçlarım sonuçsuzlukla yıprandı yıpranalı
Haydi gidelim
Bir ağaç kaçan gövdemizi görüp tutulsun
Kundakta bir bebek mırıldansın sırrımızı
Üç gün konuşulsun sonra unutulsun
Gök kesilirken adeta kırmızı.
Artık nutfenden dahi düşmez payıma
Hududu aşar haz ettiklerim.
İmrenmek dahi çıkmaz bahtıma
Belki rüyalarımı süsler kaybettiklerim.
Fark etmek şahsi bir inkılaptır
Yine şehrin üstüne sis bulutu indi
Yine göremez oldum metrelerce ilerimdeki denizi
Yine yaralı ellerime bir duman sindi
Yine bir bakire dizdi allı pullu çeyizi
Yine takvimden bir gün geçti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!