Bizi bizden ayrı kılan yazgıdır
Yollar yazgının buyruğuyla girmiştir aramıza
Köprüsüz tepeler birbirine aşkla bakar
Kımıldamaz hiçbiri gövdemiz birleşmesin diye
Dereler, tepeler, düz gidilmeyenler
Yazgının buyruğuyla girmiştir aramıza.
Çark döner çan kırılır
Kurak biter can ıslanır.
Bakır başka çağa ad vermezken
Kıymet gördüğü günde sızlanır.
Çark dönsün çan kırılsın
Bu akşam ayrılır cinsi akşamdan
Akşam, ayrılır anadan atadan ve kardeşlerinden
Bir şamdan parlar açık tahta kapıdan
Parıltısı suni gürültüsü tabii şamdan
Derhal görünmez olur bakılırsa kapıdan.
Gözümü Dünya'ya açtığım günden beri doğup anamdan
Sükut toparlanıyor kıvrımlı dere akarken
Derme çatma tuğla kümeleri obaya ayna tutuyor
Bu obada ahitler ve aşklar sandukaya sığarken
Sığıntılar alemini nazar kesiği yutuyor.
Kapkara peleriniyle yas örtüyor derenin üstünü
Ellerimde yeni dünyayı görüyorum
Gökdelenler dimdik diziliyor gövde göstermeye
Fanustan kürede vahşileri görüyorum
Vampirler,yamyamlar, şeytaniler sıra bekliyor
Bakarken yıllara taksim edilen gösteriye.
Her sükunet vakti durakalırım
Durakaldıkça zil sesiyle uyanırım.
Düşlerimin bıçakla bölünmüşcesine
Yarıda kesilip hapsedildiğini
Kafesten seçmeler önüme düşünce anlarım.
Kulak tırmalayan sözlere misafirim
Kulak misafirliğinden öte geçer tanıklığım
Zevale uğrayacağını bilen sefirim
Hazinedarlara ibret gösterilir kanıklığım.
Bir kabristan patikasından geçer yolum
Eski püskü bir terminal
Tanırdı bizi betondan belleğinde.
Beklemelerimiz, gecikmelerimiz
Hatta bazılarımızın hiç gelmemesi
Dururdu betondan belleğinde.
Siyah sancak, kara hisler ve yükümlü gömlek
Bir fecir vaktinde yolumuz kalemle kesişti
Artık payımıza düşer müstakbeli örmek
Gece veda etti, kaderimle bitişti.
Mavi boncuk, silik izler ve kuru dudaklar
Halatlar taşıyor cümle gamlarımızı
Güverteye yükleniyor kainattan taşacak yük.
Biz gam ehliyiz bizden olan bilir gamlarımızı
Dert dolu ciğerler aşk dolu kalplerden büyük.
Sayılı zaman kaldı gamlar taşınırken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!