Bizi bizden ayrı kılan yazgıdır
Yollar yazgının buyruğuyla girmiştir aramıza
Köprüsüz tepeler birbirine aşkla bakar
Kımıldamaz hiçbiri gövdemiz birleşmesin diye
Dereler, tepeler, düz gidilmeyenler
Yazgının buyruğuyla girmiştir aramıza.
Boynu bükük bir orkide bilirdim
Yas tutardı her kuşluk vaktinde
Seveni yoktu çiçek aleminde, sulayanı yalnız bendim
Solacakmış gibi veda ederdi seher vaktinde
Orkide bir çılgın olsa gerekti
Çark döner çan kırılır
Kurak biter can ıslanır.
Bakır başka çağa ad vermezken
Kıymet gördüğü günde sızlanır.
Çark dönsün çan kırılsın
Bu akşam ayrılır cinsi akşamdan
Akşam, ayrılır anadan atadan ve kardeşlerinden
Bir şamdan parlar açık tahta kapıdan
Parıltısı suni gürültüsü tabii şamdan
Derhal görünmez olur bakılırsa kapıdan.
Gözümü Dünya'ya açtığım günden beri doğup anamdan
Sükut toparlanıyor kıvrımlı dere akarken
Derme çatma tuğla kümeleri obaya ayna tutuyor
Bu obada ahitler ve aşklar sandukaya sığarken
Sığıntılar alemini nazar kesiği yutuyor.
Kapkara peleriniyle yas örtüyor derenin üstünü
Bir acayip teşmilindeyiz
Derslerine şehadet ettiğimiz uyanmışların
Sen şahitlerin son sözünde durursun
Ben konuğu iken canıma susamışların
Doruğunda duman tüten kayalıkların
Ellerimde yeni dünyayı görüyorum
Gökdelenler dimdik diziliyor gövde göstermeye
Fanustan kürede vahşileri görüyorum
Vampirler,yamyamlar, şeytaniler sıra bekliyor
Bakarken yıllara taksim edilen gösteriye.
Her sükunet vakti durakalırım
Durakaldıkça zil sesiyle uyanırım.
Düşlerimin bıçakla bölünmüşcesine
Yarıda kesilip hapsedildiğini
Kafesten seçmeler önüme düşünce anlarım.
Kulak tırmalayan sözlere misafirim
Kulak misafirliğinden öte geçer tanıklığım
Zevale uğrayacağını bilen sefirim
Hazinedarlara ibret gösterilir kanıklığım.
Bir kabristan patikasından geçer yolum
Eski püskü bir terminal
Tanırdı bizi betondan belleğinde.
Beklemelerimiz, gecikmelerimiz
Hatta bazılarımızın hiç gelmemesi
Dururdu betondan belleğinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!