Ruh, nefsin arkasına sığınmış kendinden korkuyor.
Şeytan, cinlere düşman; insandan kaçıyor.
Hey İhtiyar! İhtiyaaaaaar! Nere bu alel acelen?
Beden; gölgesine tutsak, hani! Kime gidecen?
Aklamaz bu pınar,kevser olsa : bu gὖruh mabedi.
Etten kemikten bir candım.
Bazen sevinir bazen de ağlardım.
Bu dünyada hep kalacağım sandım.
Bak ta ibret al artık kuru bir toprağım.
Sağım olmuş ; Bosna,Viyana,Kosova,Kırım.
Solum olmuş; Irak,Suriye,Pakistan,Çeçenistan,Afganistan,Keşmir,Arakan,
Türkistan.
Atmıyorsa kalbimde katliam edilenlerin tetik düşürmesi.
Aya ve yıldıza yemin olsun , İncire ve Zeytine yemin olsun.
Ne güzel göçebeydi hayatımız,
Dağlar,bülbüller,ırmaklar bizimdi.
Nerede huzur orada biz olurduk.
Doğayla iç içe zaman nasıl geçerdi?
Bilmezdik.
Bilmezdik: kötülük,kin ve nefret.
Neydi idealimiz?
Değilmiydi Allah'ın c.c. rahmeti,kelamı kainatı sarana kadar,
Hakkın rızası doğrultusunda çalışmak.
Neydi bizi çalışmadan alıkoyan?
Günahlara keffaret hastalıklar mı,bir imtihan olan?
Makam,mevki aile mi?
Döner devran kalmaz kimseye bu dünya,
Hakikat çıkarsa anlarsın o zaman ne rüya
Varlığından şüphe duyan yokluğunu kim bile
Her kim kıldıysa dua etmeye kabul ne diye
Ellerim göğsümde bağlanmış, hakikat 10 dirheme satılmış!
Cellatlar gözümü bağlamıș, hissiz bir tağuta tapılmış!
Çıkınca minbere duam edilmiş,kainat susuz bir kuyuya atılmış!
Siz söyleyin boynuzssuz koyunlar, intikam ne vakit sabr edilmiş!
3 ler 5 ler 7 ler 40 lar Pir-i Ahmed gizlenmiş, mezcup ruhum dar ağacına asılmış!
İşte uzattım gönlümü , bu ızdırab cennet olsa dindirmez.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!