Minnet Eylemem Şiiri - Sıcak Rüzgar

Sıcak Rüzgar
394

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Minnet Eylemem

Minnet Eylemem

Zannedersin cömert olmuş muhannet,
Rabbim varken ele minnet eylemem.
Sanki dersin namert olmuş muhabbet,
Rabbim varken dile minnet eylemem.

Bütün bulakların suyu kurusa,
Taşlar konuşsa da, yollar yorulsa,
Yıldızlar sönse de gökten savrulsa,
Rabbim varken yola minnet eylemem.

Ne yoksula başa kakar bir nimet,
Ne de zalimden beklerim himmet,
Canımda olsa da yanan hasret,
Rabbim varken çileye minnet eylemem.

Gönlümün harıyla yanar geceler,
Hakk’a döner suskun kalan heceler,
Bin yıl susup gelse tüm elçiler,
Yalana, riyaya minnet eylemem.

Bülbülün nazını gül sanan bilmez,
Gönülde yananı kül sanan bilmez,
Bu kalbin değerini pul sanan bilmez,
Rabbim varken çiçeğe minnet eylemem.

Nilüfer misali dalsam derine,
Serin sular alsa koynuna, derine,
Okyanuslar sunsa yerin yerine,
Rabbim varken göle minnet eylemem.

Gölge veren ağacı tanımayan,
Sevdiğiyle dostunu ayıramayan,
Menfaat için eğriye kayan,
Rüzgâr olsam bile minnet eylemem.

Bir çul giymişim, alnımda ter var,
Kalbim imanla, dilimde zar var,
Gözümde ne saray, ne de pazar var,
Kul isem kuluma minnet eylemem.

Ne sultana eyvallahım, ne tahta,
Elim değmez harama, ne günahta.
Yolum Hak yoluysa, gerekse safta,
Faniye, pabuca minnet eylemem.

İnsanlıktan haberi olmayan,
Mazlumu görse bile susan,
Cebinde altın, içinde kuruyan,
Zengine, zalime minnet eylemem.

İftirayı meslek edinenden,
Ar’ı, hayâyı terk edenden,
Doğruyu bile bile gizleyenden,
Bükülmem, eğilmem, minnet eylemem.

Mecliste boş konuşup susmayanı,
Sözle kurnaz olup pusmayanı,
Hakk’ın önünde diz bükmeyeni,
Alim bilmem, ona minnet eylemem.

Kibrini süsleyip gezenden,
Kardeşiyle selamı kesenden,
Yalakalık edip yüz sürenlerden,
Uzak dururum, minnet eylemem.

Dünya için dinini satanla,
Koltuğa tapanla, rüşvet alanla,
Milletin hakkını soyanla,
Bir sofrada oturup minnet eylemem.

Yalın ayak çıksam da bu yola,
İçimden doğar her dua, her sela,
Sözüm çarmıh olsa dilime bela,
Hak’tan başkasına minnet eylemem.

Bir tek muradım var bu ömürde:
İncinsem bile yürümek dürüstçe,
Şerefim, izzetim çökse bir gece,
Çöksem de düşene minnet eylemem.

Güçlüyü değil, haklıyı övenim,
Garip bir yüreğim, dertle dönenim,
Dilsiz şeytanlara söz söyleyenim,
Susmam, korkmam, minnet eylemem.

Kula kul olanla yol yürümem ben,
Sofrası haramla doluysa neden,
Boyun eğmem ne şöhrete ne zengine,
Rızkım Allah’tan, minnet eylemem.

Varlıkla şımaran dilden, gönülden,
İnsanlığı sadece gören giyimde,
Dostluğu satan menfaat yerinde,
Yüz görsem bile minnet eylemem.

Ölçüm Hak’tır, kantarım vicdan,
Ne çıkar yalanla dolanla kurbandan,
Aşsız kalsam da bir Ramazan’dan,
Aç kalırım ama minnet eylemem.

Sevdam bellidir: adalet ve hak,
Yıkılsa da üstüme dağ ile taş,
Bilsin herkes bu yüreği bırak,
Yalanla, oyunla minnet eylemem.

Bir gün gelir son söz kalır elde,
Ne mal kalır, ne makam, ne perde.
O gün çıkar terazi her derde,
Hesapsız yüze ben minnet eylemem.

Kul Ömer der: bu yoldur izim,
Hak’tan yana döner her sözüm,
Sevgi, merhamet, sadakat özüm,
Kusura bakmayın, minnet eylemem!

MİNNET EYLEMEM

Zerreye sultanlık sunsalar bile,
Kulum ben yalnızca yüce Rab'bime.
Bir ömür boynumu eğsem secdeye,
Yine de insana minnet eylemem.

Altın taç giydirse devran başıma,
Makamlar serilse tek tek taşıma,
Bin padişah olsa düşse peşime,
Rabbim dururken, ben minnet eylemem.

Kuru bir yapraktır dünya malı da,
Ne varsa çalınır ömrün dalı da,
Kimi taht uğruna yakar halı da,
Ben ne pula, ne güle minnet eylemem.

Şöhretin rüzgârı savurur genci,
Bir heves uğruna yitirir denge.
Nice dost sandıklar olur düşünce,
Dönüp yüzüme ben minnet eylemem.

Ne zalime eyvallahım olur,
Ne paraya, ne şaşaaya kul olur.
Yolum dardır, gönlüm dağlar gibi durur,
Zorlasalar da ben minnet eylemem.

Kimi akla uymaz, deliyi över,
Kimi haramı helal diye döver.
Ben doğruyu söyler, hakkı hep sever,
Yalana, iftiraya minnet eylemem.

Bir lokma ekmeğim, alın terimdir,
El açıp beklemek bana zulümdür.
Vicdansız dostluktan beter ölümdür,
İki yüzlü dosta minnet eylemem.

Kula kulluk eden, Hakk’ı unutur,
Hırsla konuşurken kalbi kurutur.
İzzeti dünyada para sanır durur,
Ben nefsime bile minnet eylemem.

Kibirli mecliste eğilmem asla,
Boynum bükülmez ki zalimle dosta.
Sadakat görünce düşmem haybeye,
Riyaya, dalkavuka minnet eylemem.

Eğriye doğruyu göstermeyenle,
Hak yolunda durup yürümeyenle,
Fitneye bin kapı sürümleyenle,
El ele vermem, minnet eylemem.

Çok gördüm baş üstü edilen sözü,
Ama içi boştu, sarmam ben özü.
Dik durur yüreğim, bükmem ki beli,
Gerçeği yadsıyan dile minnet eylemem.

Dünya bir çark olmuş döner devranda,
Kimi çıkar peşinde, kimi handa.
Ben bir garip kulum Hakk’ın yanında,
Ben alçak düzene minnet eylemem.

Gözümde büyümez makam, saltanat,
Değmez bir tebessüm nice servete.
Yalın ayak girerim saadete,
Lütfa doyup da minnet eylemem.

Kuş gibi özgürdür, benim iradem,
Ne zincir tanırım, ne de hevesi.
Bir secde yeter bana bin nefesten,
Rabbim varken ben minnet eylemem.

Kimi sırça köşkler hayal kurarken,
Kimi çamur yüreklerde yüzerken,
Kimi ise yalandan yüz dönerken,
Ben hakikatten şaşmam, minnet eylemem.

Arş-ı aladan bir nida düşer her an:
“Kulun bana kul olsun, eğilmesin san!”
Böyle demişken Sultanlar Sultanı,
Ben mahluka secdeyle minnet eylemem.

Garibin gözünden süzülen yaşa,
Yetimin başına konmuş bir taşa,
Zulmün gölgesinde duran sırça başa,
Selam vermem ben, minnet eylemem.

Kuru dalkavukluk, boş laf edene,
Menfaat uğruna dostu satana,
Kendine seccade, başkasına çamur,
O sahte izzete minnet eylemem.

Her adımım, hesap günü içindir,
Sözüm, kalbim, elim temiz niyetimdir.
Ne kibir, ne korku, ne de servetim,
Rabbim varsa yeter, minnet eylemem.

Aç kalırım, susarım, suskun olurum,
Yine de Hakk’a el açıp yorulurum.
El uzatmam harama, sorulurum,
Kırılır canım da, minnet eylemem.

Ey kul Ömer der ki: yolum bellidir,
Doğruyu sevmeyen uzak yeridir.
Bir gün bu beden de toprağa gider,
Ama ben kula hiç minnet eylemem!

Sıcak Rüzgar
Kayıt Tarihi : 8.7.2025 12:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir