Arada çayımı alıp geçiyorum pencerenin pervazına
yudumlarken çayımı düşünceler ardı ardına
Dışarda fırtına belki içimde de biraz dünden kalan
Pencerenin buğusu bir zaman sonra
Tıpkı gözlerimdeki buğuyu andırırcasına.
o kadar da zor olmamalıydı oysa
-
Gün batımı değil midir bize her şeyi anlatan?
Zamanı geldi mi gitmenin hakikatini
Her gün gibi ömrün de nihayetini...
Bugün hiç bulut yok gökyüzünde
Güneş tüm açıklığıyla ortada
Ve şimdi tuğla yığınlarının arasından süzülen edasıyla
Payıma düşeni izliyorum.
Derin bir iç çekerek
Yüreğimi ısıtan tüm aydınlığıyla
Hatırlamak...
Aynı duygularla yaşamak...
Bir şiirde,
güzel bir sözde bulmak seni...
Hatırlamak ne güzel seni
Bir dağ başında kendi sesimin yankısı gibi hayat...
Ben ona ne seslenirsem o da bana onu sesleniyor...
Nisyan ile aynı kökten bir kelime , insan
Ahdini “unutan” nisyan ile ma’ruf insan...
Ne kötü araz ki bu;
dününü anımsamamak
İnsanı, ipek böceklerine benzetirim
Kozasına sıkışmış İpek böceklerine
Sıkıştığı o yerden bir kurtulsa
Kelebek olup özgürce kanatlanacak sonsuza
Bedene haps olunmuş İpek böcekleri...
Hepimiz kendi iradelerimizin esirleriyiz aslında.
Allah herkesin kaderini kendi iradesine teslim etti.
Cahil olanın bahanesi
Alın yazımda varmış oldu bitti
İftira atar sorumluluktan kaçan serseri
Yaptığının arkasında durmak istemeyen bu nasıl azadi ...
Kadın annedir,
ayakları altında cennet olan
Kadın eştir,
ömür boyu yoluna yoldaş olan
Kadın kız kardeştir,
en zor zamanlarda hep yanında olan
Lavinia;
Bir hüzün daha oldun yarama
Anlattılar seni bana
Hikayen ne hazin ama
Srebrenitsa topraklarında,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!