Birer birer yitirilen değerlerin, her geçen gün biraz daha çölleştirdiği yüreklere, artık hangi tohum ekilebilir ki? Doğruluk, iyilik, sevgi, bir şeye ya da birine inanmak! Bunlar olmadan, Sıratı kim geçebilir ki?
Bu yozlaşarak yok olma hâli, tedavisi imkânsız viral bir hastalık misali, çürütüyor bedenleri. Ve ölüm, kaçınılmaz son…
İlkin tene sıçrayan enfeksiyon, hızla damarlara yayılarak, önce vicdanları karartıyor, sonra gözleri… Kaybedilmiş inayetin gözü pekliği ile babaların kucaklarını, minyatür tabutlar dolduruyor, dikensi…
Günahsız meleklerin kanatları kopmuş… Arzdan ayyuka yankılanan bebek çığlıklarına, kulaklar sağır… Adına seks denilen bir nefeslik şevk bataklığında ruhlar kayboluyor…
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta