Derdi olan, bin yaşar.
İçini dökerse sabrı yanar.
Sabrını tutmazsa feleği yanar.
Zor, budur.
Aşkı ilahide yanar..
Kaç furyadır bilmem
Dönen rüzgarda sayısız
Yaprak misli düştü
Mahçup esas ah neler geçti
İyi ile kötü birbirinde zar attı
Ne fenası durdu
Dinle ;
Tahammülün yok inle
Yoktun var oldun ne ile
Sataşman zevk veriyor her halinle
Bir damla suya muhtaçsın
Yağmur feryadına verir
Tarihler yazdı, ulume hal bu cihanda.
Yek vücuda ser oldu, mazlum ayakta.
Küffar yığın, kahpeyi harman eyledi.
Dün tarihimize yanana, bugün düşman kahreyledi.
Bir bakışıyla bu kadar mı etki eder
Sahi bu ne kadar ki
Bunu aşka söylediler;
Yağmurdan ıslanıp,
Beklemediğin güneşin dindiği gibi.
Sonrasına da
Hiçbir meşki baharı görmedim kaybolsan da.
Canı sefer bulurum yollarda kaybolsam da.
Can âlânızda gördüm firuze taş küsse de.
Naçarı bırakma bu gönül feryat etse de.
Çareyi hicran sende efkarımı yaksan da...
İn derine ,
Gir çetrefilli derine.
Çıkabilir misin?
Fesat sana,
Vakit mahşer, o ne güzel bir asker
Düğümler atıldı, serpiliyor tek tek
Topta barut, şu an bekliyor şimşek
Tomar açıldı surdaki utanç gedikler
Ordusuyla olmuş ne müjdeli sancak
Garip kimselerde, duruma izhahattır;
Yarım cümlenin kayıp yüklemi, o da geldiği gibi yitip gider.
Ne taşlara yazılmış biraz güllerim vardı.
Solan yüzlere dönük;ay'ım nerde kaldı.
Kara bulut düştü, şimdi şimşeği an vakti.
Bir köşede beklerim artık ne kaldıysa anı.
Hiç mi kalmadı, bu yerde bir sehel bir gül vakti.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!