Geçen otuz beş yıldan söz ediyorum!
Çalkantısız, mutlu geçen evliliğimizden
Şu geçen yıllarımızda olduğu gibi.
En çalkantılı günlerim oldu
En mutlu olmam gereken günlerde
Dünyanın en büyük şokunu yaşattınız
Koş gel kucaklaşalım
Ellerinde hiçbir şey olmasın
Yüreğin dolu, ellerin bomboş…
Sıkıca kucaklaşalım, sarılalım,
Sarılalım kök sarmaşıklarcasına
Acılar, nerede,
Beyinlerde mi,
Gönüllerde mi,
Nerede çöreklenir?
Gönül mü hızlı,
Sevgili Arkadaşım Savaş Dinçbaş'a ithaf.
Yaşanır mıydı hayat, kalsaydı acılar hep aynı
Törpülenmeseydi sivri uçları duygularımızın
On sekizindeki gibi, altmışında da kaynasaydı
Dalgalanıp durulmasaydı duygular, delikan
Irakta tütüyor bacaları ağır sanayinin
Yükseliyor milli gelirleri; mutlu azınlık
Ellerinde mecmuaları, gazeteler
Bilmem kaçıncı sayfada, sıradanlaşmış haberler
Kırk beş ölü daha; vuruluyormuş Irak’ta insanlar
On binleri aşmış sayısı vurulan sivillerin
Bütün küplerin dolu olsa
Neye yarar paylaşmadıktan sonra.
Barajlar gibi dolu olsan durağan, neye yarar?
Döndürmesen çarkı, sulamasan toprağı neye yarar?
En güzel şiirleri yazmış olsan
Ne karşı konulmaz bir duygudur aşk
Yakar, tutuşturur insanı, verir şevk
Susuz, dipsiz çıkılmaz bir kuyudur
Muradım, içine birlikte düşmek
En sadık dost, ömrümüzü gölgeleyen
Son durağa kadar biletsiz yolcusu
Can yoldaşımızdır hüzün
Bizimle birlikte o durakta zorunlu inen
Ömür yarışımızda arda kalanların
Rahmetle anıyorum. Babama ve tüm babalara ithafımdır.
Varlığınla övünçlü
Kendimi çaldığım taştın, hayatta
En çok sana benzemek istedim hep
Benim, Aslan Babamdın…
Güneşten de büyük yıldızlar varmış gökte!
Hangisi ağartabilir gecemi gün gibi, güneş gibi
Kırk yıl uzağından geçemezmişsin, yakarmış!
Hangi yıldız muktedir sence içimi ısıtmaya
Aşk bir başka sihir, büyülendiğimiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!