AĞIR BİR GECE
Gecede bir tuhaflık var, yine bu gece.
Kriz tütüyor evlerin çatılarında yine.
Kimbir kaç avuç açmış yüreğini Yaradan’a,
Kaç kişinin ana yemeği umut sofralarda bu gece.
Bana şair diyorlar anne! Duydun mu?
Duydun mu anne! Hırsızdan şair olur mu?
Ben değil miydim Kutup Yıldızı’nın arkasına saklayan,
Ben değil miydim, içimden çaldığım çocuğu.
Bilmiyorlar anne, kahpenin boynundaki yuları.
Bilmiyorlar namerdin sözüne indirdiğim yumrukları.
Bizim bir Mehmet Dayımız vardı çocukluğumuzda.
Hani vardır ya, anlatsam tanıyacaksınız aslında.
Sadece adının Mehmet olduğunu bilirdik.
Ne yer, ne içer, ne iş yapar hiç bilmezdik.
Biz sadece şekerleriyle,
Birde iki kaşımız arasına koyduğu buselerle ilgilenirdik.
A….
Tık tık tık
-Kim O?
-Aşk
-Habersiz geldiniz
-Çok yorgunum, elim değmedi
Havada siyah örtünmüş bir beyaz.
Spikerin dudaklarında vahşet resimleri.
Boynumda eski bir aşkın promosyon kolyesi.
İçimde adı konmamış bir sessizlik dizesi.
Dışarıda duvarlardan sert, soğuk bir Pazartesi.
Tekerrürü akseden bir gecede,
Grift bilmeceler çözüyorum.
Yamalı, devrik cümlelerle,
Güya şiirler yazıyorum.
Soğuk dörtduvar arasında,
Sahte hülyalara tutunuyorum.
Ilık meltem nefesi,
Sanki bahar müzayedesi,
Kırmızı gül bahçesi,
Bir demet diken endişesi!
Sözlerin hep mavimsi.
For you my baby
Bir bitişin başlangıcıydı seni tanıdığım gün
Dudaklarını süsleyen o her zamanki gülüşün
Hakimdi yine gözbebeklerine
Yine çok ağırdı yüreğin, yine sığmıyordu
Ben hep noktaları sevdim.
Karıncanın anlında damla.
Goz kapaklarımda bır tutam tuz.
Tek tabanca bileğim,
Sevdam tek kurşun,
Yıllarca sürgünde tuttuğum.
Sana sesleniyorum heyyy!
Neden duymazlıktan geliyorsun?
Neden her adını andığımda,
Kuş olup uçuyorsun?
Ben mi fazlayım yoksa sana?
Sen mi yalandın yoksa?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!