Uzaklardan bir ses "durgun görünüyorsun" dedi.
Az önce büyük bir dalganın altında yok olmamış...
Şiddetli bir sarsıntı ile
kemirgen haşereler alıp götürmemiş gibi benliğimi...
Rabb'im, senin kelamından doldur kumbarama.
Sabaha karşı yurtlarını terkedenler arasından bir yer ayırdın mı bana?
Söyle, geride kalanlardan mı oldum yoksa?
En güzel kelimeleri öğret bana.
Ağacın dallarını göğe uzatan, besleyen kelimeleri..
Dalgalar boyu akıp giderken değil, karada her şey yolundayken de tesbih edebileyim seni.
Şiddetle kalktım yattığım yerden.
Kelimelerimi silah edindim.
Mermileri boşaltmaya başlayınca,
Annem pat diye girdi odaya.
Silah tutukluk yaptı, şükrettim Tanrıya.
Sırtım da taşıdığım bir Ömrü, kapının girişine bırakmışım.
Ne idi Hüzün?
Unutmuşum birden..
Matruşka misali önce dudakların armağan ediliyor.
Ardından ellerin..
24.03.2024
Öyle bir yerdeyim; zindan değil.
Düşlerimi tevil edecek doğru sözlü dost yok bana.
Öyle bir yerdeyim; kuyu değil.
Ay ışığı vurmuyor karanlığıma.
sizin günahınız, ayıbınız, karanlık yüzünüzüm ben.
herkesten gizleyişiniz, bir örtünün altında bazen gülüşleriniz bazen gözyaşlarınızım.
bazen varım,bazen kayıbım.
hiç, yoktan iyiyim.
ne vazgeçilmez ne vazgeçilebilirim
Ayağıma dikenler batsa da çok sonradan anladım yolun dikenli olduğunu.
Geçtim tağutların tuğyanlarının arasından.
Her tövbe, temizlenen bir diken ederdi.
Ben düzelttikçe kendimi, Aşk ifsad etti.
Dolaştım parklar da bahçelerde sefih bir hâlde.
Sefih iken ayağım da biriken dikenlerden öğrendim, Rüşt olmayı.
Rabbim, sana kaç gecedir seslenişim.
Bilirsin sen demeden ben diyemem.
Rabbim bu rüyaları gösteren sensin.
Ve bu karşıma çıkan şiirler.
Gösterdiğin turuncu yaz akşamları.
Mor dallı ağaçların arkasına sığdırdığın uçsuz bucaksız suların maviliği ve Onun yüzü.
Neden çaresi bulunmaz bir hastalık girmiyor hududlarıma?
Nedendir tabipleri ayağa kaldırıp yeni makaleler yazdırmıyor kadavram?
Dillere destan bir dert değil kalbimde duran.
Ölümüm sıradan olacak ise, zahmet etmeyin kabrime.
Bebeğini kaybetmiş sarhoş bir adamın, direksiyonunu çevirdiği kişi olmayacaksam eğer,
kapkaranlık sokakta ihmalkâr bir işçinin suistimal ettiği o Taş 'a denk gelmeyecek isem,
kıt kelimelerim ile daha az yaşamanın planlarını kuruyorum.
hem ölümden korkar hem yaşamaktan şikayet ederler.
iki türlüsünü de beceremedim.
güneşi sevmeyen fakat karanlıkla da arası iyi olmayan ağaçlar gibiyim şu sıralar.
şiire malzemem kalmamış
naftalin kokuyor sevinçli günlerim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!