güneşim, çölün yeşil dimağlarında uyuyan kır atım
narin tomurcuklar gibi salınırken gözyaşların
işitmeyesin diye, toplarım hüznü bulutlardan
ışık süzmesiyle doldurur bütün göğü aydınlatırım.
kan damarlarında oluk oluk
büyüler yüzün göğü kuşak kuşak
bir geçit: sana çıkan sonu
ardında loş bir sokak, beni karşılayan
sensizlik zindanında bir mahzen, içimi kaplayan...
içten değil, göz kapaklarımda hasretin varken uyumak
içten gelir mi sözleri havada asılı bırakmak
her uykunun sebebi, bir yaprağı takvimden koparmak
özlem serili göz yuvarlarımda, acıyı acizane resmetmek
sahi en sancılı serzeniş, gözlerinin sönmesi
oysa ender iken, gözlerinin mavisi
durağan bir yalınlık kaybolan sessizce
susup konuşamadığım anların rehavetinde kalakalmışım
karanlığın derinlerinde bir kuyudayım
ağlamak fayda eder miydi sesimi duymana
acizlik kanıma karışmış
sudan berrak bir yalnızlık vuku bulmuş yakamozla
bir işin çıkmamıştı
işin aslı ben hiç senin işin olmamıştım.
rüyalarım senden yoksundu.
hayallerim yokluğuna mesken
takvimler sağır, mevsimler dağınık
güneş sıcaklığı var bugün yanaklarımda
yağmurdan buruşmuş ellerimin izi var
anlam veremediğim işleyişe
itirazım var dağların ardında..
bugünün peşinden, bir ben var giden
ne umarsın ümitsiz cümlelerin içinde
görmüyor musun heceler senin değil.
cümlenin sonu yine noktayla bitecek.
anlamaz mısın bu yâr senin değil,
ne kadar koşsan, sana gelecek değil...
atacakken sana pembeleşmiş kadifeden bulutları
bir şeyler açıklayadururum soluksuz
yorganımın altında yastığıma sarılırken
senden bir ses, bir seda beklerken...
şimdi zamanı izlemeyi göğü seninle
yüksek ses bastırır acıyı, tonlardan
kahverengi akar, gökkuşağı ardında
renkler tek renge bürünüp, dumanlar solur
kaplarken kalpleri, hüzünden hayat yolu...
Vitrinde yıllanırken senin hatıraların
Zihnimde hiç eskimiyor yaşadıklarım
Berbat yaşantıların dışavurumlarını
Bir kupaya bakıp görebiliyor göz uçları
Değer verilesi görülmemiş şeyler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!