İçimde yankılanan bir ses var, belki de çok derinlerden gelen, insanlığın özüyle bağlantılı bir çağrı.
Bu ses, bana her gün merhametin önemini hatırlatıyor.
Merhamet… Bir kalbin yumuşak, şefkatli dokunuşu.
İnsanı insan yapan, diğer tüm duygulardan ayıran o kutsal titreşim.
Bazen, hayatın karmaşası içinde bu sesi duymazdan geliyorum.
Günlük koşuşturmalar, çıkar çatışmaları, hırslar ve egolar arasında kayboluyorum.
Ancak ne zaman bir çocuk ağlasa, bir yaşlının gözlerinde umutsuzluk parıltısı görsem, o ses yeniden canlanıyor. Bana diyor ki, “Dur!
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;