Merhaba.
Fatma Hanım.
Seni hiç görmemiştim buralarda.
Hemen şu arka sokakta oturduğunu duydum
Çocukluğunda bu sokakta geçmiş dediler
Sizin sokağın bakkalı manavı
Zengini tüccarı öğretmeni, imamı.
Gezip dolaştığım arkadaşlarım var
Nasıl karşılaşmamışız hayret.
Yetim Ali derler bana, ben de bu sokağın eski müdavimlerindenim
Eskiden, şiir hikaye yazardım
Şimdilerde, bıraktım yazmayı çizmeyi
Annem babam öldükten sonra çıkıp gitmeyi düşünmüştüm buralardan.
Gitmekte bir türlü nasip olmadı ya,
Ama seni görmek, tanışmak
Bu zamana kadar rastlamamak
İnsan bazen kör olur ya,
Bunu da benim körlüğüme, say gitsin.
Sabahın olmasını beklerken
Gecenin sessizliğine vermiştim kendimi
Uzaklara gitmek
Belki,
Bir gün aç
Susuz kalsam
Zaten bana bahşedilen ömür bir kişilikti.
Ne bir eksik,
Ne de, fazla yaşasam.
Mutluluk gözümde tütmüşken
Bahçe duvarından aşsam diyorum.
Yürüsem, koşsam
Elime diken, batsa
Gül, değse
Hep mutluluğa huzura, yürüsem koşsam
El sallasam, görse
Gel desem, koşa koşa gelse, boynuma sarılsa.
Merhaba dese.
Merhaba desem.
Diyelim ki,
Bana bahşedilen ömür bitti bitecek.
Bir merhaba demekle,
Bunca açlık
Sevgi, özlem
Biter mi.
Kayıt Tarihi : 14.10.2025 13:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aynı sokağı paylaştığımıza göre,
"Merhabadan" daha ötesi
Olmalı diyorum,
Şu kısacık ömürde...
Bence de öyle
Tebrikler şiire Nihat Bey, Kardeşim...
TÜM YORUMLAR (1)