Fidan diktim acı verdi bademi .
Bir yemiş, cennetten etti Ademi.
Dalsam hülyalara gezsem Acemi.
Acemden ötede diyar var mıdır?
İklima zevce verildi Habil’e.
Yol ver de gideyim bekletme beni.
Sevdamız nafile oldu Neriman.
Canımdan ileri sevmiştim seni.
Gönlüme ızdırap doldu Neriman.
Bilirdin bir zaman ergenlik çağım.
ÖĞRETMENİM
Yapılarımda hatıl oldun.
İnce, ince.
Nakış, nakış.
Neyleyim dilşat olmayı.
Ağırlığımda ezildin
Bakıp da gönülden sevdiğim dilber.
Sır versem dostuna dermisin beni.
Soramadım otağını, köyünü.
Pınarın suyundan içesim gelir.
Hoyrat yemiş sevdiceğim övünür.
Hasbihal eyledim güldüm yaşama
Ne mülk gördüm ne adalet paşada
Çizmesi ayakta kırbaç havada
İşkenceyi gördüm ölüm sırada
Aç sefil doğdum, alacağım vardı.
ORMAN
Ormanda yürürken irkildim birden.
Takıldı ayağım toz kalktı yerden.
Sarmaşık kolunu dolamış belden.
Kırdı belimi dost, doğrulamadım.
RIHTIMDAYIM
Mendireğe dizilmiş martıların arasında,
Yırtılıp atılmış bir mektup,
Zarfın üzerinde parmak izlerin.
Sisli bir havada kükreyip geçen,
Şilebin homurtusunda,
Bulutlar kambur , hava bulanık
Kara bulutlar sardı Kilis’i sabahtan.
Demir yığını gibi ağır hava
Yağmur hışırtısına karışan
Bomba sesleri…
Duvarlar titredi yerinden,
Ben adam, sen çocuksun.
Gel arkadaş olalım çocuğum.
Bırak adam çocuk,
Çocuk da adam olmuş desinler.
Boş ver be çocuğum.
Mızıkçılık olmaz bizde.
Sen beni bulutlara sor.
Her gün batımında ufuktan.
Ufuklarda beni gör.
Yükselen mor bulutlardan.
Gözlerimde bir kıvılcım.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!