Yürürüm yalnızım karanlık yolda
Hasretse bir anlık ışık açmıyor
Gecenin bunlardan çok farkı var da
Uyursun diyerek yatak açmıyor
Benden uzaklarda bir yuva kurdun
Bakışında sihir Afgan'dan beter
Ne yapsam sırrına eremiyorum
İçimdeki asi Çeçen'den beter
Çıldırsam da seni kıramıyorum
Her köşe başında seni beklerim
Gözlerde başladı sağanak sevda
Ne yapsan olmaz dindiremezsin
Senin için çok şey söylerim ama
Benim aşkıma toz konduramazsın
Sen çağırdın beni gönül sofrana
Ayağını burkup şaşkın düşüşün
Yıllardır olmadı güldürdü beni
Sonradan yüzüme mahsun bakışın
O'na benziyordu öldürdü beni
Nasıl diyerek sordum halini
Bendeki ayrı bir acizlik gücü
Damla olmayanı göle çevirmek
Bir ağaç yeşertmez gönlümün çölü
Derdi tutunacak dala çevirmek
İhanet vurgunu yemişken aşkta
Sayemde bakışlar senin üstünde
Böylesi nazardan çatlarsın Çiğdem
İhanet rütbende herkes astında
Yazarsam çağları atlarsın Çiğdem
Çağrına uyunca şükür diyorsun
Tarife ne hacet bendeki hali
Dikene batmışken gülden çıkamam
Yakarken hasretin bir kor misali
Anka kuşu olup külden çıkamam
Gönlü veli eder senin varlığın
Bu gece erkenden salsınlar seni
Yazıktır karşına erkek çıkarsa
Evli mi bekar mı bilsinler seni
Senin için kolay yüzük çıkarsa
Gözüne bakanın erirken içi
Nasıl bilmem akıl geldi yanıma
Bundan sonra senin işin zor dedi
Yavaş yavaş girdi benim kanıma
Ziyan olmaz ömrü bana ver dedi
Bülbül öter gülde kulak ne gezer
Buralara yeni gelmiş zavallı
Gönlü sordu senin yaşın genç dedim
Israr etti o da yarım akıllı
Herkes de var kapısını aç dedim
Kah bakarsın erenlere yol olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!