Karşımdasın. Yüzün... Saçların... Gülüşün... Gülüyorsun. Saçların o hasret içinde yine. Aramızdaki mesafeler kadar uzamış sanki; ta buraya kadar-yüzüme serpilmişler kokunla... Kokun! O felaket serinlik, susuzluk suyu, ab-ı hayat...
Karşımdasın. Sana neler anlatsam. Ne soyunsa dilim, hangi efsaneden bahsetsem. Ki nasıl erişeyim sana; bize nasıl...
Düşün ki
ne kadar yazsam
en küçük sessizliğimiz etmez
Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Devamını Oku
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık



