Bu mektubu gecenin çıngıraklı sessizliğine dalmadan önce oku ve anla.
Geceler benim için içimde hep hasret kalınlığıyla daraldı sensizlikle sen olmadınmı hep bir kabus görür gibi çığıra çığıra kabustan kalkıyorum.
Yüzüme bir su vurarak dirilip tekrardan sana dalıyorum öyle bir şey ki bu bende olan sen
Öyle bir şeyki aldığım her nefesin senden hesap sorması gibi ani bir ağlaşıyla.
Üzerime çektiğim yorgan bile sarılıp sarmalıyor iyice düşüncelerimi silinip gitmesin diye.
Başımı koyduğum yastığım bile kenarında boşluk olan yeri anılarınla dolduruyor.
Kuşluğun doğduğu vakitte kıbleye dönüp yaradana yalvarırım kabuslarımla beni gerçek olan sevdama ilet diye.
Sabahın erken saatlerinde ibibikler öter ötmez annem uyandırır oğlum kahvaltıya diye ama sersem sersem yerken boğazımda takılı kalıyor hasretinin doyumsuzluğu.
İşe giderken giydiğim ayakkabının yanında olmayan ayakkabını görünce uyuşuyor ayaklarım.
Ve çalışırken yorulduğum anlar oluyor seni anarken ve eve dönerken kabusunla uyanacağım aklıma geliyor hep olmayacağınla hep.
Yusuf Ahmet Boz
Kayıt Tarihi : 24.4.2019 21:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uzun mektup

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!