Sana eşsiz bir uygarlığın hükümdarlığını getirdim
Sen yine anlamadın bendeki bu sevdayı
Senin için zulmün kalelerini yıktım tek tek
Ganimetler kazandım düşman elinden
Hepsi senindir hepsi gerçek…
Nazlı nazlı hülyalara akan Ceyhan nehri
Telkarilerin milyonlarca yıl işlediği,
Paha biçilmez bir gerdanlık gibi
Elbistan ovasında Ceyhan nehri
Zarif ve ince bir kadın gibi
Farkındayım
Kutsanmış aşkların sabrındayım
Deliler aklıyla kalleşçe suçlanırım
Farkındayım
Aklanırsa sevdam yüreğinde aklanır.
Güldeki manaya benzer varlığın,
Oysa hiçbir zaman gül olmadın
Güller gibi kokmadın
Ne zaman dokunsam sana
Her yanım kan revan içinde kalır dikenlerinden
Dikenlerin yayda gerilmiş ok gibi
Güldüğümü görenler deli diyor, görüyorum.
Ağlasam geçer biliyorum
Ağlanmıyor işte…
Gülüyorum sensiz here hiçe
Gülsem kabahat gülmesem kabahat
Bilesin sensiz yaşanmıyor böyle hayat
Çelik zırhlı duvarlar taşımaz ki yaşadığım gamı
İnci tanesi gibi gözyaşında sakladığım ağlamı
Yaşa diye Zindana koydular cihana sığmayan feryadımı
Yıktım gönül mülkünü kopardım hayatın ar damarını
Korkularım gerilmiş duruyor bir saat zembereğinde
Suçum yok kaçarım yedi büyük günahtan firari gibi
Hiç bırakmasa da yakamı nefsim imanımla yaşarım
Nefsim ki itler kadar azgındır kırar ar zincirlerini
Duyulur peşimde iblisin adım adım ayak sesleri
Yalan küfrün bağrında yaşayan iki bacaklı yılan
Bir yiğit kalbi ellerinde
Acısı sığmaz bedenine
Aç köpeklere atılmış ruhu
Bir başka beden içinde
İtler bile acıdı kimsesizliğine
Aşkın aşka geldi
İçimde sen
Aşkın söze geldi
Dilimde sen
Aklım göze geldi
Oyuncak atımla yarışıyorum kayan yıldızlarla
Saklambaç oynuyorum güneşle ay etrafında
Bende kanat çırpıyorum uzaklara göçmen kuşlarla
Gökyüzü benim, sınırı yok çocukluğumun semalarda
Ben hep çocuk kalmak isterim bana ne
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!