Hiç kadın yoksa hayatında ilginçsin.
Bir kadın varsa daha dinçsin.
Birden fazla iseler linçsin.
Ay gibi yüzün var, gözler kor gibi.
Aylin mi Aycan mı ismin ne senin.
Bir kelime etmek sanki zor gibi.
Nurgül mü Nurcan mı ismin ne senin.
Arkasından bakmam benden gidenin.
Merhamet et acı buna.
Ne kurbanlık koyundur ne dana.
İhtiyacı var diye kırk şart koyma önüne.
Gücü mü var uğraşacak.
Sözü mü var söyleyecek.
Ne desen tamam diyen bir zavallı var karşında.
Anlayabiliyorum taktiğini.
Vurup kaçtın işte.
Gelmemi bekliyorsun peşinden.
Vaz geçilmez diyorsun güzelliğinden.
Yoksa ne işin olur benden:ama bir şey gelmiyor elden.
Gelecek kadar yemedim henüz kafayı.
Dudaklarına sürdüğün...
Tırnaklarına sürdüğün....
Yanaklarına sürdüğün....
Kulaklarına ve bileklerine taktıkların...
ve yüreğime taktıkların...
Biliyorum, erkek diyip geçeceksin.
Bakmayacaksın bile.
İstesende bakmazsın zaten.
Çünkü şatlanmışsın, çünkü yönlenmişsin, çünkü mecbursun.
Sonra ne derler ona buna bakana.
Namus denen bir şey var.
Güneş doğunca gel.
Gölgelerin olsun.
Akşamları gitme.
Gecelerim olsun.
Sabahları bir su ver.
Yüreğim yanık kalmasın.
Yalanın ardına yanlış gizlenmiş.
Ortaya çıktıkça şaşar insanlar.
Sağır yine bir kör ile sözlenmiş.
Düğünler eyleyip coşar insanlar.
El üstü tutulur nursuz ve arsız.
Her şeye rağmen susturan, tehlike çanları çaldıran...
Varlığı ortadan kaldıran, yokluğu ballandıran....
Hayali doktrinler yaratmış.
Ellerine kim bakar; nasırlı mı...
Emek denen kelimeyi boşuna icat etmişler sanki.
Emekçi de kim...
Vurulmuş bir yavru ceylandır, karlı dağların birinde hayat.
Fırsat dalına tünemiş siyah bir akbaba'dır derinde hayat.
Yitmeye mahkum edilmiş sevgi ve dostluk kirinde hayat.
Bulut verip yağmur vermeyen hayat, gözü görmeyen hayat.
Cayır cayır yanan bir orman misali, esen yellerde hayat.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!