Soğuk suyun gerçeği,pınarın kaynağında.
Balık gibi çırpınır; canım,hayat ağında.
Kurtulup gitsem derim,bulutlar ötesine.
Bir hatıra bıraksam,yüce dağ tepesine.
Çözemedim an,nedir; hakikat benden uzak.
Başım iki elimde,düşündüm uzun uzun.
Ne âlemler dönüyor, suyunda şu havuzun.
Atomların telaşı,görülecek manzara.
Öyle bir hız ki aslâ,takılmazlar nazara.
Kaynayan su kazanı.buharı bulut bulut.
Yokluk çektim yıllarca,zavallı ayaklarım.
Nerden olabilirdi,taşıyan kayaklarım.
Hayaller,ümitlerle; bugünedek yaşadım.
Kendimi yok edecek,yılanları okşadım.
Dolaştım kâinatı,hürriyeti soludum.
Güneş aynı rotada,dünya mı ters dönüyor.
Yaktığımız lambalar,neden tek tek sönüyor.
Cansız şu an yer küre,toprak sessiz yatıyor.
İçindeki ateşi,yer yüzune atıyor.
Sağlam surlar yıkılmış,viran olmuş hanları.
Yunus demişti zaten,yerinde hakikati.
Demir çarık dayanmaz,yetişemez takati.
Dünyayı kucaklayan,serveti sahiplerin.
Soğuk suyla yıkanır,ölüsü gariplerin.
Birkaç inanmış kişi,selam durur hürmeten.
Bir yol uzanır iki kara çizgi.
Yolcuların ağzında hasrete ezgi.
Ömrün bu yollarda...
Sarmak,sarılmak hasreti var kollarda.
Kavuşmak ümidi sarmış ruhları.
Bekleşir binlerce hayal topları.
Kırıp attım kalemi,kara kara yazıyor.
Dur demekle olmuyor,daha beter azıyor.
Başı sonu belirsiz,düşünceler zinciri.
Tutamazsın onları,kayıp gider her biri.
Ömrümün sonundayım,neyi sorar ararsın.
Döner bu devr-i zaman,durur ayni noktada.
Bir ömür görürsün ki,sallanıyor oltada.
Kayıp gider gözünden,sönen bir yıldız san ki.
Hayretle karşılarsın,olanları o an ki.
Geleceğin halini,isterim bugün bilmek.
Düzensiz bacaları,toprak damlı evlerin.
Masallarında gezer,zulümleri devlerin.
Küçük gaz lambaları,büyütür gölgeleri.
İzleyen masum gözler,ayırmaz bölgeleri.
Varlıkla yokluk nedir,gerçek mi anlatılan.
Günler durmaz geçerken,alıp götürür beni.
Bilemem neler alır,neden sömürür beni.
Tükendi ömrüm derim,anlatamam halimi.
Görmemezlikten gelir,perişan ahvalimi.
Soramam,söyleyemem; çekinirim korkarım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!