Simav'ın kestanesi ile ağzım tatlanır,
Gediz'in, Yoncalı'nın kaplıcası ile şifalanır,
Emet'in bor madeni ile dünya bizi tanır,
Tavşanlı'nın leblebisi ile gururlanırım.
Toprağından türlü türlü maden çıkar,
Masum masum, canlar öldü, suçlu kim?
Kuş gribinde, suçlu kuşmuş, suçsuz kim?
Acıma vur, dili yoktur, kuş da kim?
Mazlum buldun, iftira et, o da kim?
Hoyratça vur, dünya kimin?
Mahlukat-ı faniye ölüm anı gelende
Istesen de kan yürümez bedende.
Dudaklar kurur dil düğümlenir bir anda
Ebedi düşman Şeytan-ı lain biter yanında.
Bu gece kandil, anlayanadır elbet,
Rabbimiz bizi mağfiretine celbet,
Senin kapına geldik, rızanı kesbet,
Bugün Berat Kandili, mübarek olsun.
Günahın çok olsa bile huzura var,
Evimin bahçesine geldi bir kedi,
Ne kadar ciğer varsa, hepsini yedi,
Diliyle ağzını burnunu temizledi,
Başka yok mu der gibi 'miyav' dedi.
Ne güzel gözleri vardı,
Caka satmak
burnum havada,
fiyakam yerinde,
toz kondurmazdım üstüme,
hayat ders verdi işte,
Kurtuluşu bulmak sende,
Yaradılış sırrına varmak sende,
Kalbi huzura ermek sende,
İki cihan saadetine ulaşmak sende.
Bizden istenen sana gaip iken iman,
Kırılır fidanlar, yenisi kökten filiz verir
Ey zümreyi kafir, sanma ki sonumuz gelir.
Şehadet sancağı menzilimizdir bizim
Korktuğun al bayrak, kefenimizdir bizim.
Dün yine duygulandım,
Seni andım;
Gözlerim nemlendi, bir taşa yaslandım,
Oynuyordu çocuklar, baka kaldım.
Mutlulukları gözlerinden belli,
Ey oğul,
Kırık dökük de olsa her kelamın
Yeter ki her sözün "Allah" olsun
Olsun ki yüreğin huzur bulsun
Günün aydın, kesene bereket dolsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!