Ey oğul!
Kanaat bir hazinedir sana azı bilirsen,
Damlayarak deniz olur eğer razı gelirsen…
Günü gelir geri döner sen ki sözü bilirsen,
Sen, sen ol da el sözüyle, seda verme ha oğul!
Kişi değerini bilse,
Başlar dimdik, dimdik olur.
Aynada kendini görse,
Anlayanlar büyük olur! ..
Hayatın henüz solmadan,
Özünü bilmeden, ne oldum sanma,
Hor görenler seni cahil bilsinler…
Sakın ha nefsine aldanıp, kanma,
Çok bilenler seni cahil bilsinler,
Aynaya bakınca cahil görsünler…
Tanrı Dağları’ndan soyumuz bizim,
Göktürk, Uygur, Oğuz boyumuz bizim,
Girilen her savaş, toyumuz bizim,
Bu ne büyük, bu ne asil güç bre!
Kenetlendik varmak için menzile….
Bundan kaç yıl önce tarih yazılmış,
Düşmanın plânı kökten bozulmuş,
Koskoca dünyaya meydan okunmuş,
Bir destan yazılmış, Çanakkale’de...
Toplanmış İngiliz, Fransız, Anzak,
Bozkurt Nene’min duruşu vakar,
Nurlanmış yüzünden ırmaklar akar,
Kartal bakışları gözüme bakar,
Haini, gafili görmek istiyor,
Soysuza dersini vermek istiyor…
Ne zaman çift oldu? Şimdi tek olsun!
Bozkurdun yuvası değişmez asla...
İster aç dolaşsın, ister tok olsun
Mayası Ülkü’dür, değişmez asla...
Değişmez Ülküsü, hiç bir mirasla...
Göz ile görmeden tanış olanlar,
Gönüller dağında, dilde buluştuk.
Uzaktan uzağa hatır soranlar,
Bülbülün bağında gülde buluştuk…
Yüreğin sesini duyanlar geldi,
Her seçim bir fırsat doğar,
Ver oyunu, boz oyunu!
Bir oy bile firkat(*) boğar,
Ver oyunu, boz oyunu!
MHP’yle çöz oyunu!
Barış, barış diye gezen zavallı;
Sayende ihanet aklanır oldu! ..
Vatansever olan karşı çıkınca,
Hainin niyeti saklanır oldu! ..
Deve kuşu olma açın gözleri,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!