Mayası, hamuru gurur olanın,
Ağzındaki dönen dil’den anlamam…
Kibir çiçeğinden dolan kovanın,
Merhem olsa polen, bal’dan anlamam…
Nefsini nefsimden üstün görenin,
Kur’an’a Arapça diyen efendi,
Toprak değil midir vücudun şehri?
Serimi vermeden orda aramam!
Beşeri dilleri nurda aramam!
Arapça zannetme sen o Kuranı,
Barak kızı, barak kızı,
Yüreğime saldın sızı,
Sanki derdim yokmuş gibi,
Senden geldi dermansızı.
Ne çilem ne derdim vardı,
Ne telaşlar başlardı köyde bütün evlerde,
Bilirdim ki o zaman köye Bayram gelecek! ..
Herkesler toplanırdı kalmaz gurbet ellerde,
Dedeler torun bekler eve Bayram gelecek! ..
Bir ay önceden başlar neşe güzel telaşlar,
Geçen zaman geri gelmez,
Gelecekse belli değil.
Yaşar mıyız kimse bilmez,
Yarınımız belli değil.
Dönüp şöyle kendine sor,
Devlet malı deniz deyip yiyenler,
Domuza ders vermek, benim meselem.
Mânâ nedir, her şey madde diyenler
Cehle karşı durmak, benim meselem...
Nice yoksul, nice yetim yurdumda,
Dengini bulup da sevmedi gönül,
Nice güzellerden geçti neyleyim…
Kalbini kimseye vermedi gönül,
Meçhul hayallere aktı neyleyim…
Ne yaptım kadere bilsem hatayı,
Yıllarca bekledim kıymet bileni,
Güven bırakmadı yüze güleni,
Henüz göremedim gerçek seveni,
Anladım ki benim, aşkım değilsin! ..
Kimine ağladım, kimine yandım,
İte bakın hele, bakın şu ite,
İtaat etmezmiş koca devlete!
Dua et sen, dua… Asil Millete,
Kursağında ekmeğiyle yaşarsın!
Buna rağmen sen haddini aşarsın!
Şöyle biraz gezdireyim sizleri
Dağlar rengârenk olur güzleri
Seyre dalar alamazsın gözleri
Cennet vatan, son yurdum, Anadolu’m.
Dertli çalar ozanları, sazları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!