Aşk pusuda bekler
Amma erken amma geç
Hiç beklemedik bir anda
Bir gün usulca kapıdan girer
Aşk pusuda bekler
Hazırlıksız yakalar seni
Yine bir mayıs sabahı, yine aynı hüzün
İnan gittiğin andan beri karşımda hep yüzün.
Yoksun ya, karıştı baharım güzüm
Neredesin gül yüzlüm, neredesin ey iki gözüm.
Bende kalan ilk hatıran bir hastane odası
Canım kızım dediğin kalmış aklımda, silinmiş sonrası
Bulutlar çökmüş dağın sırtına
Sanki dağ, gökkubbeyi taşıyor.
Tekneden atılmış oltalar,
Masmavi denizde,
Ne umutlar yaşıyor.
Elimi tutmaktan yoruldun,
Farklı yerlerde olmak değildir ki ayrılık;
Bazen aynı yöne bakıp ters yönleri görmektir.
Bazen de aynı filmi izlerken farklı yerde gülmektir.
Birbirinden uzaklaşmak değildir ki ayrılık;
Diz dize otururken bile başka alemlere gidip,
El ele tutuşurken bir başka eli hayal etmektir.
Aylardan nisan, mevsimlerden ilkbahar
Vakit öğlen, herkes işinde gücünde
Huzura çağırıyor okunan ezan
Etrafta portakal çiçeği kokusu
Her bir yanda ötüşen kuşlar
Ama ne gariptir
Bu şehrin en güzel zamanıdır şimdi…
Ne sıcaktır, ne çok soğuk.
Akşamları yürüyüşe çıkan sevgililer,
Sarmaş dolaş sokaklarda…
Kimi almış içkisini yanına,
Yalnızlığını paylaşır.
Uçsuz bucaksız bir ovanın ortasında
Dev bir çınar ağacıyım ben.
Uzun ve güçlü dallarımla uzansam da semaya
Üzerimde yuva yapan kuşlar şarkılar söylese de bana
Yeşil yapraklarım hışırdasa da esen yelde
Her mevsim farklı bir renkte gözüksem de
Ne doğudayız,
Ne batıda,
Ne baharı yaşadık,
Nede kış kapıda,
Kendiliğinden ortaya çıktı o,
Ben Ali’yim sen Nino…
Ellerin unutmuş beni,
Unutmuş ellerimi.
Sözlerin dikeli tel misali,
İncitir olmuş yüreğimi
Yüreğin unutmuş beni,
Unutmuş yüreğimi.
Hayallerimiz olmadı hiç,
Öyle geleceğe dair planlar ikimizin.
Ne olmayacak dualar ettik.
Ne de aminlerimiz vardı bizim.
Abartmadık sevgimizi hiç.
Fazlasıyla gerçekçi olduk her zaman.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!