Yüreğimde patlayan volkanla
Ellerim, kollarım ve parmaklarım
Uçuşur havada,
Dört bir yana savrulur,
Ağır ağır yaklaşırım sana,
Gözlerimi kapatır,
Korkuları olmalı insanın,
Kaybetmekten korkmalı mesela…
Elinde olanların yok olduğunu düşünüp,
Ürpermeli, içi daralmalı ve korkmalı.
Korkuları olmalı insanın
Sevmekten bile korkmalı aslında
Düştü mü bir kere içine
Seni yiyip bitirir…
Acabalar, belkilerle
Debelenir durursun.
Yaşananları sararsın, bir bir geriye
Gözden kaçan bir şey var mıdır? diye
Ey şahı gönlümün zerrei hüdası
Gözlerimin feri gönlümün rüyası
Sen ki her halinle içimi lal eylersin
Gelişinle şenlendi gönlümün has bahçesi bilesin
Van’ın karlı ve karanlık sokaklarında,
Acıya dair her şey savrulmuş dört bir yana,
Buz gibi çadırda, sarınsa da battaniyesine,
Küçücük dünyasında dünü düşünüp
Sıcacık bir yuva özlemi içinde,
Korkulu gözlerle bakan bir çocuk gibiyim.
İçtikçe bir başkası oluyorum sanki,
Benim olmayan bir hayatı yaşayan.
Herkesin beni tanıdığını sandığım
Hiç bilmediğim insanların içinde
İçtikçe isyanlarım kabarıyor sanki.
Keşkelerim volkan olup patlıyor
ERKEN
Akşamsefası kokardı sokaklar
Dalgalar kulağımda,
Denizde yakamozlar.
Ellerim değince ellerine
Aklım karışır bir hoş olurdum
Gözlerimi açıyorum, yorgun ellerim.
Yüzümde bir avuç sakal, saçlar darmadağınık,
Ayağa kalkıyorum, yerler beton,
Bir karış mesafede küflenmiş tavan.
Yürüyorum, üç adımda bitiveriyor dünyam.
Yöneliyorum kapıya, paslanmış her yanı.
Renklerin duygularını sende gördüm
Yeşil gözlerinde mutluluğu,
Pespembe yanaklarında huzuru,
Huzur dolu yüzünde bazen hüznü,
Gizlenmeye çalışılsa da, mutluluk grisince
Bastırılmış hüzün kenetlenmiş yüzüne
Bir bakışın yeterdi,
Ne hacet vardı sözlere,
Başım usulca öne eğildiğinde,
Sende gelmezdin üzerime.
Bilirdim ama eğilen başında,
Çatılan kaşında kıymetini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!