Ağlamaktan yoruldum, yüzüm gülmedi bir gün
Acılarla arkadaş, tasalarla dost oldum
Bir türküyüm dillerde, yad ellerde bir sürgün
Andıkça gül yüzünü, içtim içtim, mest oldum
İşte! Yine akşam; yine efkâr dolu saatler bekliyor beni
Karanlık birazdan çullanacak üstüne cılız aydınlığın
Saracak her yanı gulyabani heybetiyle
Kaçışacak insanlar
Ben çoktan çekilmişim köşeme
Evimde kendimleyim; yalnızlığımla baş başa
Öyle çisil çisil yağma be yağmur
Bilirsin, ahmak ıslatan diğer adın
Gerçi, düşsem de diline el âlemin
Razıyım, yeter ki aşkınla sulanayım
Bana kalsa
Yağmalanmış her bir yanı vatanın
Sancağımız sanki haçtır, utanın
Kölesiyiz yurdu ele satanın
Esaretlik sanki taçtır, utanın
kış
ayaz gecede
beyaz aydınlık
içimin karartısı sinmiş odam
ne yana dönsem
bir yanı boş yatağım
Bol gününde bendelerin çok olur
Sülükler çevreni sarmaya görsün
Malın mülkün, paran pulun yok olur
Efendiyken kölelerin çok olur
Kara talih bir kez takmaya görsün
Ne zaman düşünsem sevdaya dair
Kaçışır zihnimden ne varsa sair
Büyülü sözlerle aldatır beni
İçimde gizlenen sahte bir şair
Çırpındınız mı hiç ayrılığın pençesinde?
Takılıp kaldınız mı hep aynı satırlara?
Yapıştı mı sizin de dilinize hep aynı sözler;
Hüzzam makamından bir şarkıda?
Daldınız mı hiç hülyalara, gözleriniz açıkken?
Gördünüz mü sevgilinin yüzünü; her yerde, her nesnede?
Sevdi sevilmeden
Sevildi sevmeden
Seven öldü
Sevilmeyen yaşadı
Düğünümüz sazlı sözlü
Sağ olasın, mal varlığım
Yok bir şeyim saklı gizli
İşte benim mal varlığım
Haram malı çaldım taşa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!