En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Devamını Oku
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Kendim İçin..!
Ne şairim, ne yazarım,
Kendimce bir şeyler yazarım.
Şair olmak değil amacım,
Ben de varım,
Var olduğum için yazarım
Öyle kolay değil şiir yazmak,
Al eline kalemi,
Yaz aklına geleni...?
Kaç kağıt yırttım,
Kaç kalem kırdım,
Olmadı diye!
Sonra sordum kendime,
'Bardak dolmadan taşar mı? ' diye!
Yine de olsun,
Yazıyorum işte!
Yazıyorum,
Bir şeyler, kendimce!
Yazıyorum;
Bakarsın bir ...
İki haftada 24 Bıçaklı, 12 Tabancalı ve 5 Tüfekli olay! (23.11.2010) Yazdır
Geçtiğimiz iki haftanın içerisinde yer alan dört günlük Kurban Bayramı boyunca özellikle bıçaklı saldırı olaylarındaki artış dikkate değerdi. Her hafta 3.sayfa haberleri olarak adlandırılan bölümümüzde silahlı ve kesici aletler ile işlenen suçlara yer veriyoruz. Büyük ulusal gazetelere yansıyan olayları web sitemize taşıyoruz. Belirli aralıklar ile de bu haberler üzerinden istatistikler ve analizler yapıyoruz. Bu sefer belirgin bir fark gözümüze çarptı: bıçaklı saldırılardaki inanılmaz artış.
Her hafta derlediğimiz 3.sayfa haberlerinin ortalama %30’u bıçakla kalan kısmı ise ateşli silahlar ile işlenmekteydi. Ancak geçtiğimiz iki haftada bu tablo %58 oranında bıçakla işlenen suçlar ile büyük bir değişime uğradı. Bu artışın sebebi ne olabilir diye düşünmeden edemedik. Acaba “Kurban” Bayramı olmasının ayırt edici bir özelliği olabilir miydi? Bunu anlayabilmek için hemen aynı yılın Şeker Bayramı istatistiklerine, yine iki hafta olarak, baktık. Sözü geçen dönemde, iki haftada, toplam 23 suç olayının 5’i bıçaklı saldırı ve 18 ateşli silahla işlenmişti. Elbette daha anlamlı bir sonuca ulaşabilmek için uzun zaman serisinde, en azından on – onbeş yıllık bir süre içinde, bayramlardaki suç istatistiklerinin detaylı incelenmesi gerekir. Ancak biz bir fikir vermesi ve araştırma yapmak isteyenlere yine ilham vermesi açısından bu yıl içindeki iki bayramı karşılaştırmak ile yola devam edeceğiz.
Öncelikle iki haftalık süreler, bayram haftası ve ondan bir hafta öncesi, incelendiğinde nicel olarak olaylarda bir artış olduğu göze çarpmakta; 23 olay Şeker Bayramı döneminde 41 olay ise Kurban Bayramı döneminde. Ayrıca yukarıda belirttiğimiz gibi şuç aletlerinde de önemli bir değişiklik söz konusu.
Türkiye’nin toplumsal yapısı incelendiğinde dini bayramların, Müslüman halkın çoğunlukta olması sebebiyle, birleştirici, kaynaştırıcı, kırgınlıkları giderici bir etkisinin olması beklentisi ağır basar. Ancak bu beklentilerle örtüşmeyen bir Kurban Bayramını istatistiği var elimizde. Diyanet işleri bayram öncesinde 12 yaşından küçük çocuklara kurban kesimlerinin izletilmemesini sağlık verdi. Pek çok pedagog çocukların kurban kesiminden ruhsal olarak olumsuz etkilenmemesi için ailelerin dikkatli olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin Kaya ''Ana babaların çocuklarına sevmeleri ve korumaları gerektiği yönünde telkinde bulundukları hayvanların ölümüne karar veren kişiler olmaları çocuğun gözünde ebeveynlerinin algılanışı açısından ciddi bir sorun yaratabilir. Çocukların büyük bölümü Kurban Bayramı öncesinde alınan hayvanları beslemekte, sevmekte, isim vermekte, kısa zaman dilimi bile olsa bir yakınlık ve bağlanma ilişkisi yaşamaktadır. Ardından bu hayvanın ölümüne tanık olmaları ve parçalanmış olarak görmeleri oldukça örseleyici bir durum oluşturmaktadır. Özellikle bu durum hem hayvanları sevmenin bir erdem olduğunu anlatan hem de sevdiği hayvanın ölümüne karar veren kişiye karşı bir 'ambivalans' yani aynı anda birbirleri ile çatışan zıt duygular yaşamalarına neden olmaktadır. Bu durum özellikle rol modeli niteliğindeki ana-baba ile kurulan sağlıklı bağlanma ilişkisini bozan, çocuğun ruhsal yapısında bir karışıklık yaratan bir nitelik kazanmaktadır.'' dedi. Peki, yetişkinler üzerinde nasıl bir etkisi var acaba hiç araştırma konusu edildi mi?
Sonuçta dini bayramlar herkes tarafından toplumların fertlerinin birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma, yardımlaşma, birbirlerinin gönlünü alma ve yakınlaşma, mutluluk, sevgi ve huzuru dolu yaşama günleri olarak kabul edilir. Ancak her ne kadar genel kabul bu yöndeyse de istatistikler ve araştırmalar bize farklı şeyler söyleyebilir. Acaba ritüellerden kaynaklanan bir şiddeti özendirme olabilir mi? Ya da şiddetin sıradanlaştırılması, her yerde çoluk çocuk kurban kesimlerinin seyredilmesi, medyada yer alması ya da hiç değilse sürekli hatırlatılması bir eğilim yaratıyor mu? Suç istatistiklerini arttırıyor ve suç aletlerinin seçiminde değişikliğe yol açıyor mu? Bu soruların her birinin cevaplandırılması bilimsel araştırma konusu olabilecek nitelikte. Derinlemesine araştırma yapmadan bir sonuca ulaşmak çok tehlikeli. Amacımız sorular sorarak şüphe uyandırmak, merak edilmesini sağlamak ve araştırmaya yöneltmek.
İyi Haftalar,
Umut Vakfı
Mehmet KIYAK
Mehmet KIYAK