Senin olmadığın yerde
Öyle yorgun öyle bitkin
Hiçbir şeyin önemi yok
Senin değerinde kimse yok
Emsalin de hiç yok
Ben hatalarımı topladım
Duydum seni Eylül
Bir Ağustos sabahında
Yeni dünyaya geldin
Bir meleğin kanadında
İyi ki geldin Eylül
Sen yeter ki gel
Soğuklar çıkmadan
Cemreler düşmeden
Yeter ki gel
Seninle
Kar da da
Söz vermiştin gelecektin
Son olsun bir daha gel
Gel artık seni çok özledim
Ne olur çık da gel sevdiğim
Umudumsun her şeyimsin
Sensiz hiç gülemedim
Sen gel yarim
Duman çökünce dağlara
Hüzün doluyor yollara
Sen gel yarim
Beni yalınız bırakıp
Duyarsız olamazsın
Ölümcül sessizliğe
Bırakıp gidemezsin
Sevgiden yüce sevdim
Her gülüşüne
Hayran olurdum
Doyamazdım bakışına
Güzel yüzüne
Gül kokulu tenine
Unutamadım seni
Ne yeşili, Ne mavisi
Ne elası, Ne de karası
Kahvesi, Ya da balı
Hiç birine benzemedi
Tüm renkleri
Ağlamış yüzümde
Kuruyan gözyaşımı göremedin
Hep sildikçe kanayan
Gözlerimi mi hiç anlamadın
Tek şahidim
Kurumuş göz yaşlarım
Göğe saklanmış
Mor bulutlar gibiyim
Ayaza atılmış yalnızlığım
Yokluğunda bir deliyim
Senden sonra var ya
Sanki taşa tutulmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!