Evlat;
Dün gece bir rüya gördüm anne,
Her taraf karanlık ve soğuktu,
Üşüdüm anne.
Dün gece bir rüya gördüm,
Karanlıkları çocuk çığlıkları yırtıyordu,
Elini uzat, uzatta tutayım sımsıcak duygularımla,
Sıcaklığım anlatsın bir kez de duygularımı sana,
Ya vefasız dersin ya terk eder gidersin, ancak,
Bir kez olsun uzatayım ellerimi ne olur sana.
Belki de hayal bunlar diye biliyorum korkuyorsun,
Elveda,
Aklınızdan ne geçiyorsa,
Dilinizin uçunda ne varsa,
Yada,
Kalbinizin bir köşesinde saklı gizeme
Elveda.
Sen gideli ne günlerin nede yaşamanın
Tadı kalmadı
İnan can sensiz bedende, ruhsa bu alemde,
Huzur bulmadı.
Eriyorum için için her saat, dakika,
Sabır kalmadı.
Ne çabuk büyüdün küçüğüm,
Dün bir, bugün iki derken.
Sen benim gözünde halâ küçüğüm,
Yaşım onsekiz de desen.
İlk baba dediğin zaman,
Göklerle yer kavuşamamış iki sevgili,
Yağmurlardır gökyüzünün konuşan dili,
Ne güzelde bakarlar birbirlerine öyle,
Toprağın bağrından uzanır gökyüzüne eli.
Bazen ayrılıkları o kadar koyar ki birbirine,
Kalktı kara tren gibi ağır ağır yerinden,
Sular gibi kıvrılmış belini doğrultarak.
Hiç sessiz olur mu bu kalkış, yük ağır,
Bir of çekti ki sanırsın her şey kahır.
Yüzü gülümsemeden çok uzak,
Belli ki unutmuş gülmeyi,
Bir ben vardı bir zamanlar bende
Bu ruhta, bu nefeste, bu bedende,
Şimdi çok arıyorum, ben o beni
Bu dünyada, bu hayatta, bu vucutta.
Ankara
Kendimi Kandırmaktan
Artık sofraların bitik mezesi olmaktan,
Dumanlı ortamlarda pembe düş görmekten,
Deve kuşu gibi kafamı kuma gömmekten,
Bıktım bıktım usandım artık.
Bir yolculuğa çıkmıştı bir zamanlar
Bir zamanlar bu garip kul.
Dedikleri gibiymiş, yazılanlar gibi,
Büyülü bir fener İstanbul
Gündüz bir başka,
Gece bir başka,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!