SIK DİŞİNİ
Çektim deme kul elinden
İncinme sen yar dilinden
Ermek için maksuduna
Geçmek gerek zor yolundan
Söyle sözün hasını
Silsin gözün yaşını
Dostun ağzından çıkan
Alır gönlün yasını
Sözün yumuşak olsun
Sütrem
Kaf dağının arkasında hasretler saklı
Maşukla aşık arası bin basamaklı
Daim sevenin kalır sevdiğinde aklı
Maşuk mağrur , divane aşık hep meraklı
her uçurtmanın ardına takılır ,
ele avuca sığmayan,
ilahi nefhanın neşvesiyle sermest
bedeni terketme tutkusuyla
yanıp kavrulan ruhlarımız.
Uyku kopmaktır
La zaman la mekan diyarına
Keşiftir göz olmadan da görmeyi
Sessiz çığlıklar ülkesi
Sabitken en yüksek hıza ulaşmak
Kanatsız uçmak
Dünyada verilen nice nice nimetin
Ahirinde oluyor imtihanı çok çetin
Fani alemde girmek için Cennete
Tutmaya dilin gayrete gel gayrete
yağmada gözlerim
hep daha güzeli isterim
sıkıyor boğazımı kendi ellerim
yağmur! yıka bizim ellerimizi
zira kirlettik emanetlerimizi
yıprandık, verdiğimiz ahdin
üstünden hayli zaman geçti
Her şey aslında yalnız
Uymak açar dış aleme
Herşey aslına döner
İzdihamdan sükunete
Mülteci oluruz
Pek az insana nasip olur
göğsümüzü çok yordu
ısınan kan rengi sokaklar
ömrümüzü yedi durdu
başka değil
surette insanlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!