Seninle bu aşkımız,
Bana göre bilmece.
Oturur düşünürüm,
Yapayalnız her gece.
Aşkımız da nedense,
Hafif bir kıpırtı başlar içinde önce
Tüm vucudunu alev alev ateş kaplar.
O sevgili,aşkına cevap vermeyince
Çaresizlik yüreğine bir bıçak saplar.
Meyhaneler senindir,kaldırımlar senin,
Babam ben doğduğumda
Satırları bilemiş
Kestirmiş adağını
Uzun ömür dilemiş.
Dilek yerine gelmiş
Dün akşam görünce, güzel yüzünü,
Sevinçten yüreğim, birden hopladı.
Bir yabancı gibi, geçip gidince,
İçimi bir buruk, hüzün kapladı.
Buna sebep neydi, bilemedim ki,
Farzet ki ben seninle
Görüşüp tanışmadım
Ne sen bana göründün
Ne ben sana rastladım.
Farzet ki o bir rüya
Dert dert diye günlerdir
Yedim kendi kendimi
İki kadeh atınca
Unuttum ben derdimi.
Demek ki bu dünyada
Aşk pınarım kurudu
Dert pınarlarım aktı
Sensizlikten yıkıldım
Sensizlik beni yaktı.
Bin bir yıldır sevmiştim
Sana giden yolları
Birden bire kapattın
Benden kurtulmak için
Bahaneler yarattın.
Seni saran kolları
Gözlerin dolarken gecelerime
Ben yine sensizim ben yine yalnız
Yokluğun ok gibi çöktü sineme
Ettiğin yeminler şimdi sayısız.
Seni beklemiştim yıllar yılı ben
Neden bu sitemler, bu surat niçin?
Varsa bir nedeni, ben de bileyim.
Koşarak gelmiştim, ben senin için,
'Öl' de uğrunda ben, hemen öleyim.
Neden bu davranış, neden bu sitem?
Kutluyor, yaratıcılığınızın devamını diliyorum.
Sevgilerimle...