Papatyaları seversin biliyorum
Bir de uçan balonları...
İkisinin de mevsimi değil bu aralar
Ama ben her mevsimi yaşıyorum
Yeter ki senli geçsin dakikalar
Yorgun bedenlerin üzerine serpilmiş ruh tanecikleri
Akıllarda dağılan aşk kıvamındaki sevda hamurları gibi
Hüviyeti eskimiş reel dünya gereçleri
Amaçlarıyla kabartılmış,sömürmeye programlanmış emeçleri
Açın biraz anlaşılamayanların sesini.
Çıktım şöyle dışarı
Birkaç işim vardı elektronik soyguncularla.
Gölgeden yürürken ellerim cepte
Güneşte yürürken montum çıkmış elimde
Öyle bir hava vardı dışarıda
Ciğerlerimi doldurdum
Bir varmış bir yokmuşsun gibi
Masalsı geliyorsun bana
Gerçek umutlarla içimde sen büyürken
Ben küçülüyormuşum gibi
Mecnun oldum Leylamı ararken
Daldım semaya bakarken.
Bir sen yoktun orada,yıldızların arasında
Ve bir ben yoktum burada,kaybolan aşklarda.
Kaya bile suya direnemezken
Ben sensizliğe nasıl direnirim?
Parçalarım bir bütünü oluşturmuyor
Hep birşeyler eksik,tamamsız kalıyor
Yerine uydurulacak tek birşeyim kalmadı
Manasız yaşıyorum,böyleliğim birşey ifade etmiyor
Yaşlanıyoruz tabii olarak
Duramayız öyle yerimizde sayarak
Belki saçlarımız karlı bir tepe olacak
Bundan sonra hiç güneş uğramayacak
Tenimizde derin kanyonlar oluşacak
Diğerleri turist olacak ve geçmişe gezi yapacak
Sağlık için illa hasta mı olmalı?
Doğruluk için illa yanlış mı yapmalı?
Sevmek için illa aşık mı olmalı?
Para bulmak için illa fakirliği mi tatmalı?
Gece her zamankinden karanlık yine
Karardı yalnızlık bir şair sevdası ile
Sakladığın gölgelerinden arın artık
Aydınlansın ruhun gözlerimdeki ışıltıyla
Ufacık gülümsemene hasret kaldık
Uyansın benliğim göz kırpışlarınla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!