mavi salkımlarla sarılı
boğazı düşünüyorum
martı olmak
vardı şimdi
iskeleden kalkan
bir vapurun
ardından sürüklenmek
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Sevgili Mustafa Kaya Bey,
Şiirinizi okuduktan sonra aklıma bir şarkı takıldı:
*İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar,
Yer yer figana geldi, ah o eski zamanlar**
Bu bir kürdili hicakaz şarkıdır, yanılmıyorsam.. Bir de, Nedim, Baki, Fuzuli zamanlarından kalmış kaside: ( kime ait olduğunu anımsayamıyorum.
Bu şehri Satanbul ki, bi müsli bahadır,
Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır.
Gevheri iki bahr arasında muhteşem mülk
Hurşi-idi cihan-tab ile tartılsa ki sezadır
( Not: aklımda kalan kısmı kadar yazdım. Gerçekten tam olarak doğru olup olmadığını bilemniyorum.)
İstanbul gerçekten bir mavi kokulu kenttir. İstanbul'un bu muhteşem kokusu 8 bin yıllık tarihi boyunca sürmüş ve son olarak bütün tantanalara karşın boynunu bükmüş bir şehirdir; gürültü, kaos, karmaşa, tarafik ve çevre kirliliği... Sevgilerimle..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta