Yalnızlık çölünün derinlerinde unutulmuş bir kar tanesi
Ve derinlerden bir ses gelir
Dur artık
yeterince sevmedin mi
Gözlerini açmamış sabahlarda ağlayıp
Onu düşündüğün kadar
Ölmek istiyordum sadece ölmek
Fakat yapayalnızdım
Poyraz anadan doğmuş karların gelmeyi unuttuğu topraklardım
Siperlerde uğruna öleceği kalmamış,
gözleri ağaç gölgesini görünce bile ağlayan bir askerdim
Ölmeyi bekliyorum
Yalnızlık yüzyılıyla tozlanmış koltuğumda otururken
Annesinin elini karınca yuvasında kaybetmiş bir çocuk gibi
Öylece
Ölmeyi bekliyorum
Gözlerimin önünde
ellerin bağlı şekilde uzanmışsın
ölüme giden çürük tahtalı sandalın üzerinde
Öyle, sessizce sessizce gidiyorsun hayatımdan
Sana gelmek için çırpınıyorum
Acıdan dalgalara karşı kulaç atıyorum
Kimsesiz şarkıların yalpalanmış mısralarında
hissederken yalnızlığın ne olduğunu
zaman durana kadar
an be an
dakika dakikasına
dokunuyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!