Yürüdüğümüz ince çizgilerin sonu gelince
Hüznüme kahırlı bakışlar attım yeniden
Aşk'mış, sevdaymış, ölümüne sevmekmiş
Hepsi yağmurdan sonra açan güneşmiş...
Tanrılara adanmış yemyeşil adaları görüyorum gözlerine bakınca. Gülün en harikasını yaratıp yüreğimde, küçücük, renksiz, görkemsiz çiçekleri atmak istiyorum içimden. Güzelliğin, içimin ateşinde büyüyen, şiirlerime dökülen bir ışık huzmesi gibi sarıyor etrafımı. Her sabah günaydın diyorum güzel ve çirkin her şeye.
Aşkı çiziyorum, kuşkulu bulutlarda buncadır saklanan aşkın gizemini çözüyorum şimdi. Kuşlar gagalarıyla çamur taşıyorlar yüreğimin köşküne. Umudun ve düşün reçinesiyle ekmeğimi yiyorum sevdanın ve bir testiye yanağımı dayayıp sular içiyorum kana kana.
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
Devamını Oku
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi



