964
MAHŞERİ ÖLEYİM 5
Gel gör
Gel gör de bak ne haldeyim
Gör eserini
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




SONRASI ŞİİR
-Aşk işte
Sevda
Giz
Sır
Sihir
Güldür açar
Kuştur uçar
-Eee?
-E si
Görünmez yara
Öldürmez zehir
Gizli gözyaşı
Ve acı
Ve kahır
-Sonra?
-Elleşme yarama
Sonrayı sorma
Türkü olur dile düşer
Mecnun olur çöle düşer
Ve yürek olgunlaşır pişer
Derviş olup yola düşer
Kaptanı vurgun yemiş bir sandal gibidir
Karlı kış gecelerinde bir şehir
-Ya sonra?
-Cıvıldar
Civilder
Coşar
Çağıldar
Deryaya iner nehir
-Yani?
-Yürek yanar
Kanatır kalemi şair
-Sonrası şiir..
Mahmut Nazik 30.12.2009 Mersin
Bir mabet olayım bir mabet yap beni mahşeri öleyim öldür bu aşkı bari koynunda.
Türkçesi: Yürek sesi… Susmayan…YAZAN YÜREĞİN SUSMASIN
'Sen gittin ya fettan peçeli
Arap kızı
Ve de gâvurun ...'
İsyan edesim vardı.. Çoğaldı bu his.. N'olucak bizim bu halimiz? Biz aşk hastalarının... İlcımız ne bizim? Bekleyişlerin son bulması mı, gelişlerle... Veya unutmayı kabullenmek zorunda mıyız?
Büyük aşk mış yüreğine saygılar,kalemine teşekkürler.tam puanla
'Gel gör beni aşk neyledi ' demişti ozan asırlar önce şimdide bu asrın ozanı yazıp,söylüyor.
Ne sende bir hayalim kaldı ne de bir gerçeğim
Ne de bende otuz beş yaşım
Ağla şimdi ağlayabilirsen
Gözyaşı kaldıysa eğer sende
Her zaman Özayca iddialı satırlar..Kutluyorum hocam. Sevgi ve saygılarımla.
Hasreti bu denli yaşamak ve haykırmak....Bolu dağında etin tadı...Sandal barınağında ise şiirin...Başka yok diYORUM....Tam P.
Köklerinden sökülmüş bir yürek acısı........ Çok güzeldi , Saygıyla Fatma Hatun Esen
Aynalar kırıldı
Yüreğim tuzla buz köz ortalık toz duman artık
Sokaklar bana vurgun
Ben kıyılara isyan
Ne sen çek daha fazla
Ne de son ver şiirimize
Ne de beyaz bir dağa
Ki o sendin
Ne de sandal barınağına o da ben
Hep palmiyeler altında
Bir mabet olayım bir mabet yap beni mahşeri öleyim öldür bu aşkı bari koynunda. Sayın şairim finalde vurdunuz bizi bir yüreği mabed kabul edip ona zikretme duygusu müthişti+10
Özay Bey,
Yine güzel bir şiirinzi okudum...da...Size hep konusu böyle hicran üzerin,özlem üzerine olan güzel şiirler mi dileyim,mutluluklsr mı,karar veremedim..Ah ikisi bir arada olsa...
Saygılsarımla,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta