Şehir: çorum
İlçe : merkez
Yer : ulu cami
Mevzu: ilan tahtası
Mesele: saltanat
………………………………..
Sen sarraf mısın bre adam,
Kıdım kıdım sicil tatmışsın,
Çalışmayanı hep eleştirirdin,
Bak çalışanı da kenara atmışsın
Söyle bana Allah aşkına bre adam,
Sen öyle ne iş yapmışsın………..!
Yergiye övgü istediğinde
Hüzne sevinç eklediğinde
Gelmemi beklediğinde
Şiirlerimde ara beni
Virajlı yola girdiğinde
Yüksek yüksek apartmanlar yaptık,
Yangın merdivenlerini yarıda bıraktık,
Bir gün yangın olurda, inemezsen eğer,
Şimdiden özür dileriz ENGEL-LİM!
Falanca kuruma çağırdık seni,
Ey çocuk!
Sen ağlama,
Bırak büyükler,
Ağlasın dursun.
Ağlamak sana değil,
Büyüklere düşer
Ecel gelince Azrail durur karşına
Dostların boğulur, birden göz yaşına
Bakılmaz mezarın toprağına, taşına
Senide bırakırlar mezara, yalnız başına…!
Müezzinler sala ile verir haber
Sizce karanlık bir yerdeyiz
Ama hiçte öyle değil yerimiz
Ömür nasıl olsa bitecekti,
Biz erkenden gelmişleriz
Şehitlik makamına ermişleriz
Duble yollar yapıyoruz yetmiyor,
Aşırı hız, hatalı sollama bitmiyor,
Temelde yoksa, çatı da fayda etmiyor,
Sen trafik kazası verme ALLAHIM..!
Mevsim kış, yollar olmuş don,
Efendim yaklaşık 26 yıl önce, memuriyete başladığım yıllarda köyde görev yaparken, birkaç çocukla beraber köy çeşmesine giden yoldaki otları, döküntüleri temizliyoruz. Göze nahoş gelecek görüntü olmasın diye. Malum köylerde temizlik görevlisi de yok. O halde; bu işe el atmak, daha doğrusu rehber olmak devletin görevlisine düşer. Lojmanın bitişiğinde eşi rahmetli olmuş bir teyzenin evi var.Teyze de çok iyi birisi. Evinin bahçe duvarının önünde yolda kocaman bir taş duruyor.Traktörler geçerken zorlanıyor. Bende çocuklarla beraber uğraşa uğraşa bu taşı dereye yuvarladım.Kendimce engeli kaldırdım, yolu güzelleştirdim ve işe yaradım. Buraya kadar her şey güzel. Ama niyete bak, akıbete bak.Çünkü akşam felaket..
Sokakta bir gürültü… bir bağrışma… Aman Allahım bu da ne? Teyze yollara sığmıyor… Yıllardır duran taş kime dokundu..? TAŞI KİM ÇALDI? diye…Mahcubiyet içerinde ve birazda korkarak ben deyince, teyze bir anlam veremedi. Elin gariban memuruna ne zararı dokunacak ki dercesine…Ortamı yumuşatmak yine bana düştü.(Anladım ki; köye giderken sadece diploma yetmiyor.Köyün özelliklerini, insanların hassasiyetlerini tecrübe etmiş birinden dinlemek gerekiyor.Çünkü en iyi okul da tecrübedir ancak okul masrafı çoktur.)
Teyzem sen sakin ol bakalım.Ben gençleri toplar dereden taşı geri getirir aynı yerine koyarız deyince, baktım teyze biraz sakinledi. Ben kökü bir taş için bu öfke niye diye düşünürken, Teyze:’’Oğlum bu taşı 30 sene önce rahmetli amcan, traktörler geçerken bahçe duvarına dokunmasın diye koymuştu.Bu taşta onun hatırası var. Taşa her baktığımda rahmetli amcanı görüyorum ‘’ dedi.
son limanda durur bir gemi,
terk etmiş kaptan ve personeli
özlüyor olmalı ki gezdiği sahilleri
şimdi maziyi düşünüyor, gözleri nemli
Ve bekliyor vefa gösterecek birilerini..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!