Layya - üç
şehir yorulmuş
bir kırık testi
sulara veda
yolumu kesti
Kovalamayin beni yataga
Hic uykum yok
Daha lafiniza karisacagim
Ortaligi dagitacagim
Televizyonu kapatacagim
Aycicegi resmi yapacagim daha
Devamını Oku
Hic uykum yok
Daha lafiniza karisacagim
Ortaligi dagitacagim
Televizyonu kapatacagim
Aycicegi resmi yapacagim daha
İki mısra hoşuma gitti..Uzun mu ne?..Şairi kırmak istemem ama çok uzun yani.İnsan duygu ruhunu kaybediyor.Neyse. Sevgiler
Evet evet iyi tespit..Zaten sayın başbakanımızın üstün gayretleriyle Rusya’ya vize de kalktı..Olurya yeni yeni inşa edeilecek hapishanelerde yer kalmazsa, Cumhuriyet meydanlarında taşlama ve asmalardan kolunuz, beliniz, dilinizin yorgunluktan tıksırması, hıçkırması, tutulması, boğazınızda kuruma ve dua gücü imanı kalmazsa nasılsa pek çok arap ülkelerine artılı Rusya’ya da gidiş serbes artık..Ne kadar sizin dünya görüşünüz, kinci ve kibirci intikam dolu imanınıza biat etmeyen varsa, tüm muhallif zadeler olarak Türkiyenin üçte ikisini boşaltın.. Atatürk yolunda ilerliyoruz sologanınızla Türkiye adını da Arap Baş Cumhuriyeti ilan edin..Aklanın paklanın ak nurlar saçın dünyaya ki 21. yüz yılın hüklümdarlığını görsünler…
Fakat süzü biz Aklanma adaletinizin Ak yaşam ve Ak savunmanızın açıklanmasında Rıfat Serdaroğlu’na bırakalım…ne diyor bakalım:
“Son günlerde doruğa çıkan gazeteci tutuklamalarıyla ilgili olarak cemaat gazeteleri ve yandaş gazetelerde köşe tutan yazarların ortak dilleri şu;
“Bildiğiniz gibi değil, daha neler var neler. Hem niçin telaşlanıyorsunuz, rahat olun, aklansınlar gelsinler.”
İlk bakışta, yargının gerçekten bağımsız olduğu demokrat ülkelerde söylenebilecek gayet doğal bir tavsiye olarak görünüyor. Hakkında bir suçlama bulunan kişinin, yargının davetine uyup suçsuzsa aklanması gerekmektedir.
Acaba bizde sistem böyle mi işliyor? Bakalım!..
Örnek olarak Profesör Mehmet Haberal’ı alalım. Haberal Hoca ne ile suçlandığını bilmeden iki koca yıla varan bir süredir tutuklu olarak yatıyor. İsyan ediyor, sesini sağır kulaklara, kör vicdanlara duyurmak için “Suçum Ne” diye kitap yazıyor. Haberal Hoca en son olarak şunu söylüyor;
“Ya bıraksınlar özgürlüğüme döneyim, ya da suçum neyse gereğini yapsınlar…”
Bu haklı isteğe AKP yönetiminden başka hangi vicdan sahibi karşı çıkabilir?
Aklan da gel… Söylemesi ne kadar kolay. Ben iki yıldır her gün yazıyorum. Yazılarımdan rahatsız olan AKP İktidar mensuplar ve bazı Savcılar dava açıyorlar. Ben de işi gücü bıraktım, o mahkeme senin bu mahkeme benim koşturup duruyorum. Daha açıkçası “aklanıp gelmeye” çalışıyorum. Benim durumumda olan birinin şunu söylemeye hakkı olduğuna inanıyorum:
“Hey aşağıdakiler, esas sizler aklanıp da gelin.”
Sayın Cumhurbaşkanı; Sizin hakkınızda “Kayıp Trilyon Davası” ile ilgili olarak bir dava var. Niçin aklanıp da gelmiyorsunuz? T.C Cumhurbaşkanı olarak, üzerinizdeki şaibe ile, Atatürk’ün koltuğunda rahat rahat oturabiliyor musunuz? Haydi size yakışanı yapın, dokunulmazlığa sığınmayın, aklanın gelin.
Sayın Başbakan; Sizin hakkınızda TBMM de “Zimmet, Kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül kurmak” ve “Görevi İhmal” suçlarıyla ilgili dosyalar var. Siz Türkiye’nin en güçlü insanısınız. Ortadoğu halkları sizin İsrail’e posta koymanıza hayran!... Obama’dan Putin’e, Kaddafi’den Berlusconi’ye kadar liderler sizin ağzınızdan çıkacak bir kelimeye bakıyorlar. Ayrıca “Kasımpaşa” kökenli olmanız ve yürüyüş şeklinizle herkes sizden korkuyor. Sizin gibi “Delikanlılığı” yaşam tarzı olarak kabul etmiş bir cesur yürek, hakim ve savcılardan mı korkacak. Gidin, aklanın gelin, alem delikanlı görsün…
Sayın Adalet Bakanı; sizin hakkınızda, eski Hatay Milletvekili arkadaşınız tarafınızdan çok ciddi suçlamalar yapıldı. Milletvekili seçildiğiniz Hatay İlindeki devlet ihalelerini sizin yönlendirdiğiniz ve yolsuzluğa sebep olduğunuz bu yüzden de “Ali Dibo” namının size yakıştırıldığı iddiaları, basın ve milletvekili arkadaşınız tarafından defalarca yazıldı, söylendi..
Siz Adalet sisteminin işleyişinden sorumlu kişi olarak, dokunulmazlık zırhına sığınmadan yargılanmaya, moda tabirle “aklanıp gelmeye” ne dersiniz? Hem Adalet camiasına, hem de Türk Milletine örnek olursunuz. Haydi genç ve hukukçu Bakan sizde aklanıp gelin…
Sayın Zekeriya Öz; Siz uygulamalarınızla Cumhuriyet tarihimizde müstesna bir yere sahip olacaksınız. Siz 6 Mart 2011 Pazar günü yaptığınız yazılı açıklamada, “kimse ayrıcalıklı muameleye tabi tutulamaz” dediniz. Size katılıyorum. Türkiye Cumhuriyetinde hiç kimse, hangi makamda ve hangi konumda olurlarsa olsunlar, ayrıcalıklı muamele görmemelidirler. Hele Türk Milleti adına görev yapanların ve Türk Milletinin verdiği vergilerden oluşan bütçeden maaş alanların, Türk Milletinin vatandaşlarından farklı bir uygulamaya sığınma hakları olmamalıdır.
Bilebildiğim kadarıyla, daha önceki HSYK Başkan vekilinin de söylediği gibi, uygulamalarınızdan dolayı sizin için yüzlerce şikayet dosyası var. Fakat Adalet Bakanı soruşturma izni vermiyor.
Bir yazı da Adalet Bakanına yazsanız ve; “Ben hakkımdaki dosyalardan aklanmak istiyorum, lütfen izin verin, ben de aklanıp geleyim” deseniz, inanın gönüllere taht kurarsınız…
Aklan da gel, aklan da gel, aklan da gel.. Kulağa ne hoş geliyor değil mi? Hele Amerika’da CIA korumasında 107 bin metrekare çiftlikteki 7 villada oturup, Türkiye’dekilere bunu söyletmek ne kolay değil mi?
Allah, adaleti geciktirenlerden de, kullarına zulmeden zalimlerden de asla razı olmayacaktır.
Ne diyordu Ozan Niyazi Gençosmanoğlu;
Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir,
Temele taş bulmak gecikebilir,
Devlete baş bulmak gecikebilir,
Adalet geciktirilemez, tez verilmelidir…
Rıfat Serdaroğlu
Şiirler şairlerin çocukları gibidir.Bunun için içindeki saklı duyguları anlamakta zorlanıyor insan.Kimbilir hangi ruh haliyle
yazılmış bu şiir?En doğrusunu bu şiirin babası bilir.Emek verilmiş,gizemli bir sevda ile yoğrulmuş...Ellerine yüreğine sağlık dostum...
Emekli, sevdalı bir güzel şiir...
'bir mektup çığlığı her gece veda
uzakta uzakta köy bülbülleri
kaçmak gibi ağlamak ya da
minnacık gencecik kızın gülleri'
şiirdeki ızdırabı hissetmek için ya bir kaç kez hiç bir şey düşünmeden okumak, okumak ya da, güzel şiir okuyabilen şiirin hakkını verebilecek birinden dinlemek lazım...
İlk önce şiirin içine giremedim belki uzun oluşundan...Lakin öyle güzel kıtalar var ki bir daha bir daha okuyarak şiirin hazzına vardım varabildim.
'bir şiir yazılmış eksik ve yarım
şafaklarsa henüz kurşunlanmamış
layyanın uykusu ve rüyalarım
alevler içinde henüz yanmamış'
ve
'kimdim ben bilinmez ve layya kimdi'
seçici kurula ve bu şiiri öneren her kimse teşekkürler...
şiirdeki layya Leyla mı aslı? benim aklıma her türlü ihtimal gelir...Şairin bildiği okuyucunun bilemeyeceği bir kelime mi?
Yoksa, çok sevilen birine, sevdiğimize küçük bir kızın Leyla diyemeyip layya demesi mi?
Çok derin bir şiir az daha gözümden kaçacaktı felsefesine ise doyulmaz tebrik ediyorum.
üçlüklerini daha çok sevdim şiirin....ötesini okumak sıktı beni..belki de canımın sıkıldığı bir güne denk geldiği için böyle düşündüm,bilmiyorum...
yine de kutluyorum şairi...herkese saygılarımla...
Dünkü şiirin yorum kutusuna, sayfanın değişme saatine yakın bir zamanda, dindarlar için ağır hakaretler içeren bir mesaj bırakan ayyaş kızıl da, aynada kendi suretini görmüş ve başkaları zannederek kendi suretine çemkirmiştir! Masum ve mazlum dostlar hiç alınmasınlar!
İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR!
NSİ/Nadir Sayın denen kızıl! Burası sapık ideolijinin reklam yeri ve imanlı, insanlara hakaret tahtan değildir! Hele hele görevini yapan yüce yargıya müdahele yeri hiç değildir! Asıl sen git o sapık ve ifttiralı hezeyanlarını Küba da yahut, Pekin de yap! Burası bizlere islama 600 sene bayraktarlık yapmış şanlı ecdadımızdan kalmış mübarek vatan topraklarıdır! Senin gibi kızıl baykuşlar asla ve kata bu mübarek vatanın semalarında inleyen ezanları susturamayacaklar ve şanlı ayyıldızlı bayrağımızın yerine orak çekiçli paçavrayı asamayacaklardır! Böyle kızıl hayalleri rüyanızda bile görseniz hayra yormayın!
Yakında kızıl çetenizin edebiyatçılar ayağına da el atılırsa hiç şaşma! Yediğiniz haltlar birer, birer faş edilecek ve bu muhterem millet sizin ne mal olduğunuzu öğrenecektir!
Şimdiden korkup titreyin! Hiç kimsenin yaptığı hainlik yanına kar kalmayacaktır!
Beray-ı malumat!
bu kadar uzun olamaya gerek yok. yok oluruz işde bir gün sessizce herşey yerindedir ve acır bir parça yürek o da derindedir. bir şehir yutar adamı kimin neyinedir gariplik baki kalır
Leyla demode oldu, kaldık Layya'ya (!)
Bu sevdalar atar bizi Gayya'ya!
Geçtiğimiz günlerde gördük Allah kıyamet pıravasını yapar gibi en teknoloji devlet de güçünü canlı yayınlarda bizlere gösterdi Allah bir daha göstermesin bu şiirin aşk depremi de baya yıkıcı ha zamanla leylanın aşkı mevlaya dönmüş faniye aşık olmak kimyayı bozmak gibi zannedersem kimse kendini öldürmesin ilhamınız bol olsun
Bu şiir ile ilgili 28 tane yorum bulunmakta