Lahana Şiiri - Mizgin Teker

Mizgin Teker
60

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Lahana

kat kat
katlanarak
çoğaldıkça
azalarak
sorular biriktirdim
sorunlardan aşırarak
aklımı
kalbimle bağırdım
şimdi her yanı
delik deşik bir
taştan yaprak kadarım.

*biçimsiz bir biçim bu, pencerelerinde taştan kuğu.

zihnimdeki koridorlar
daralarak
sıtma gibi
büyüyordu bir kabus
canımın tanıklarında.
bileklerim
kırmızıdan
gözyaşlarını akıtırdı
can kumaşına.
yumruklarımla
kafa kafaya vermiş
o serin akşamlarda.

*canım benim, en uzak kendi yurduna.

gecenin uğultusu
bile
susmuştu
bile bile
şımarık çocuklar
kime
öksüz kaldıklarında
bilmeye bilmeye.
toprak,
ışık ve kazmam
dedim yazmam
bundan böyle.
nasırlı bir tarlanın
topuklarına sürdüm aklımı
söğüdün yerine.

*öksüze kim aş kaynatacak kanı kurumasın diye.

cinler kendinden
korkmasın bile
karanlıktan meşaleler
ovuşturdum gözlerime.
üzerine böylesine düştüğüm
bu yaşam
aksayan bir metamorfoz
aslında
bir baykuş
vardı yalnızca
bağırıp susan
evimin yakınlarında.

*öksüzler de bir gün ölür, soğuk bir şehrin damında.

evim bile yoktu
baykuş bir
imgeydi
yalnızlığa eğilen
aslında.
kızlar
özgürlüğün çıkışına doğar
bu coğrafyada
yalnızca.
çıkamadım bugün
yağmur duasına
ıslanırım korkusuyla.
böyle saçma korkularım
olmasa
iyi biriyim aslında.

*teraziler de olduğundan büyüktür, mercekle bakıldığında.

ben işledikçe
benim
biçimimi alıyor
özgün olamıyor
hiçbir hece.
sanki ölçüler ne diye var
her ölçü aynı işte
—niye niye niye.
gök kavrulurdu
ve bir mezar yatardı dizlerinde
rastlarken kendi izlerine
bir ölünün güncesinde.

*yalandan ölünür bazen,
sırf acımız kutsal olsun diye.

eğilsem
ben de geçerdim
tüm o kapılardan
başımı hiçbir yere
vurmadan.
eğilsem
ki belki eğildiysem
eğriysem çoktan
emin değilsem
var ile yoktan.

*ve düşüncelerimde şişlikler, yerlere saçılırdı durmadan.

ancak isyanımı
yenersem
yenilirim.
böyle inançsız
bir savaşta
kaybetmeyi dilerim.
masalsız bir
çocukluk gibi
karamsar şimdilerde
kalbime çektiğim
tüm perdelerim.

*en azından, döndükçe dökülmekten bir tek kendime eğilirim.

en çok
kendime susar
yıldızlar
hasrete yaklaştıkça
belki
yeniden dirilirim.
daha güzel dirilebilmek için
ölümler biriktirdim.
ve ben
bu ölümleri
sayamayacak kadar bitiktim.
sadece kendimi
yaşamdan sakladığım gibi
onları da
saklayabildim.

*yazmaktan mayalamaya vakit bulamadığım,
yaşlı bir ekmektir artık dilim.

ancak
dizlerime
bir rüzgar
borcum var benim.
vakit eskiyen bir
eskici gibi
yokuş başında
yorulmadan.
çığlıkları
duyulamayacak
kadar kısa
bir iki heceyim.
kuyuların
bitiminde
lanetlerden esinlenmiş
bir bilmeceyim.

*anlaşmak için dünyayla
kalbimi dilimle dilimlerim.

zamanın
karanlık inlerinde
zorla sıkıştırıldığım
sıfatlar gibi
biçimsizce
yontulmadan
büyümeyi dilerim.
yine yaşam kadar
parlak değil
üşüyen dikenlerim.

*sonra bir sığıntı gibi, kendi zamanımdan çalar giderim.

şart mıydı
güneşte büyütmek
güneşten
rengi solmuş bir saksıyı
artık
kendisiyle bile çelişirken.
kendime yoksulum
ben
eski olsam bile
güneşten.

*teğetlerimi yeniden çizerdim, kesiştiğim her şeyle didişirken.

yinelemek
ya da iğnelemek
kendini yineleyip
kanını iğnelemek
kanın delik deşik
damar
inkar etmek istiyor
onu
içinden
hızlıca süzdürerek.
asi ve alaca
gözlerimde üzgün karaca
beynimde atlıkarınca
kaç macerayı
susturacak hayat
ruhumu böyle küstürerek.

*nereye ulaşacağız bilmem, günleri böyle sürdürerek.

-eğer sürdüremezsem :

uçurtma olup
kendimi
kendi ellerimden
gökyüzüne
kaçıracağım.

sonra
uçurtmasının arkasından
ağlamayan bir
çocuk olacağım.

canım sıkıldıkça
bazenleri
kendimi
gökyüzü denen
o çatıdan kurtaracağım.

hayatla gizliden bir
sözleşme yapıp
gönüllü olduğuma
kendimi
inandıracağım.

ve her gün
inançlarımla çarpışacağım.

Mizgin Teker
Kayıt Tarihi : 24.5.2025 16:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!