Kuralsız lisansız hüzne yolcu olur yüreğim
hiçbir kelime tarif edemez ruhumdaki yangını,
yarı yolda can çekişir vaziyette bıraktığın
şimdi özlem dolu sözcüklerle savaşır ruhum
Yaralarımı kanatıp kanatmamak kavgasında
bir garip savaş yaşanır içimde çoğu zaman
Çekip gitmiştin kalbinin bütün kapılarını kapatarak
ardında kırılmış üzgün bir kalp bırakarak..
Durmadan büyüdü içimde yokluğun.
Günler aylar, yıllar geçip gitti.....................
Güneşin denizi kızıla boyadığı sahilde
gün batımını seyre dalıyorum özlemlerimle
Akşamın ıfıl ıfıl esen yelleriyle birlikte
saçlarımda meltemler dolaşırken nazlı nazlı...
Yürümeye başlıyorum kum taneciklerinin üstünde
Ayaklarım gel git yapan dalgalarla
Sevdim seni hep
Seni bir kez dahi
hiç görmedim
Yürüdüğüm yollarda
yaşadığım bu şehirde
Ne de bu gönülümün
Sensiz bir yaşama hazırlanmak için
Gelinciklere saldım sevgimi
Ilık bir rüzgar okşuyordu saçlarımı,
" hasrete" gebe kaldığı,gözlerimi
ve umutlarımı rüzgara salmıştım...
Seninleyken gülümseyen duygularım
şimdi zemherenin ortasında titrerken
Umut zannetmiştim doğan güneşleri.,
Senden bana yadigar kalan her anıyı
Sensizliğin son vurgun saatlerinde.
bir kez daha bir kez daha yaşıyorum.
Bu gün parkta ağaçların altında duran tahta bir sıranın üstünde,otururken
hafiften esen rüzgarla dalından iki sarı yaprak düşmüştü yanıma elime aldım
garip bir şekilde bizi düşündüm hüzünlenerek ve hayal ettim o an..
işte tam şimdi seninle beraber birlikte burada olmalıydık...Sen benden önce gelmişsin parktaki tahta sıraya oturmuşsun ve ben sessizce gelip arkandan yavaşça dolaşıp ellerimle gözlerini kapamalıydım...ellerim gözlerini kaparken kim olduğumu sormalıydım...ve yanına otururken kapalı kapılarımızdan fırlayıp gelen tüm duygularımızla gülüşlerimizle konuşarak şakalaşmalıydık sen gazeteni okumalıydın bende çayımı yudumlamalıydım sonra okuduklarından konuşmalıydık ondan bundan...ve akşam güneşinin denizin üzerindeki ışıldayan yakomuzlarını kıyıya vuran nazlı dalgalarını seyretmeliydik seninle..uzaktan gecen gemilere bakıp gideceğimiz yerleri birlikte düşlemeliydik ve şimdi sen olmalıydın yanımda bu iki yaprak gibi.. düşerken bile bu yapraklar gibi birlikte olmalıydık bu yerde..sonra akşamın serin ılık rüzgarları esmeliydi uzaktan saçlarımıza tenimize...ilk karşılaşmamız gelmeliydi aklımıza bir akşam üstü gözlerimizin ilk sevişmesi telaşı içinde terlemesi düşmeliydi yüzümüze...Aşk bulutlarının hızlı dansında sevda yağmurularında ıslanarak sevgi damlaları ile toprağa ekinler ekerek yeni filizler vermeliydik rüzgarlarla buluşup dağlar tepeler aşarak yaşamalıydık birlikte olmalıydık seninle...Bir kuş sesiyle başımı kaldırıp yanımdaki ağaça bakınca tüm hayallarim bir kuş gibi uçup gitti...El sallamadan ardından baktığım o vapur keşke seni bana bırakıp ayrılsaydı gönlümün iskelesinden. beni bir başına yanlız bırakıp gitmemeliydin....şimdi yalnız oturup dolaşacağım bu parkta yalnızlık umurumda olmamalıydı....
Istersem gönülden...dikenler bile gül açar yolumda
Ve o an için düşündüm...
Bu gün yaşantımı düşünürken takılı kaldım dünlerime
Anılar bir bir atak yaparlarken bu günüme...
İçimde bin bilinmezle karşılarken yarılarımı
Ne yapacağımı bilmeden devam ederken bu gün yoluma...
Eski bir resim gibi sarardı duygularım
Maziden sarılacak neyim vardı ki şimdi....
kırılmış bir dal gibiyim
Tüm yaşanmışlar tüm anılar silinmişti
Öylece baka kaldım gidişine ardından.....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!