Uçurumlar yuva yaptığı zaman
Hüzün işliyor hançerin kabzesini
Ayrılıktan yılmıyor, sarmaşık
Dokülsede yaprakları bırakmıyor sevdiğini
Kıl gibi kalan umuda, çöksede hazan
Karanlık ustura, sevdamsa ışık
Gazap yağmuru, kerpeten ağzında
Sevdamın inciden dişlerini söküyor
Azı dişlerini köklerinden çalarak,
Sessiz dile, suskunluğu çakıyor
Kalbim, kuzgun pençesinde kalsada
hayali solsada,güler sevğiliye bakarak..
Aşkın gergefi, aşka nakış için gerilir
Kaç gece gömülür göze, ağıtsız
Parmak ,gül her iğneye dokunuşunda
Öper, deriyi incittiginde karşılıksız
Tüm emek, sevdanın yoluna serilir
Düğün olur,sevgiliyi kalbine koydugunda
Satın alırım, yar varsa, tüm acıları
Bedel istersen, yüreğimdeki teslimiyet
Paha biçilemeyecek, bir şeyi veriyorum
Lütuf diye öptüm, Yusuf’la kahırları
Gücünüz yetmez, tacınızı istemiyorum
Şifresi yok, adresi basit, sadece samimiyet
Aşığın merdiveni, çıkar derinlere
Magmada kül olmaksa da kaderi
Bir sesin kokusu, çengel atmış yüreğe
Çöl şafağıyla mayalanmış harfleri
Örümcekte ağ yapmış tutunduğu direğe
Kaç volkan daha patlayacak, külünü sevenlere…
Kayıt Tarihi : 1.6.2024 14:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!