Ateşin çıngısı uzaktakinin vurunca yüzüne,
Yüzü bulanmış, dalgalanmış yüzü
Şişman dalgalar gözaltlarından geçip,
gözaltılardan da geçip,
elmacık kemiğinin en tepesinden aşıp,
güldüğünde yüzünde ince hilal patika yoldan geçip,
kuru dudaklarına yapışınca kıvılcımın külü,
Yüzü dalgalanmış, bulanmış yüzü.
Ateşin kamçısı vurunca yüzüne, dalgalanınca yüzü,
bulanmış; en karanlıklara hapis verdiği çocukluğu
çamurlu sular yükselmiş, sığdan yuka’ya doğru.
Düşünürken gerginlikten
Adrenalin parlatır yüzünü, korkusu kendine güveni
Oyunlarını iyi oynayanlar mutluydular, eşek değillerdi ya
Yangınlarda enselerini döner, yüzleri sönerdi.
“Herkesler mutlu olsa da, şarkılar türküler söyleyip, yüzümüze ikindi meltemlerine bıraksak,”
Diyen dili aksak,
Kıçı.ı dönmesen de konuşsak?
***
Gerçek evrimleşir.
Gerçek evrimleştikçe olgunlaşır, söner,
Kadın tutucu konularda birbirini tutar,
Ondan der devrim, sekmeler.
Yalan evrimleştikçe çirkefleşir,
Yalan doymak bilmez, obur açlaşır,
Yaşanmayanlar ağızda tükürük arttırır.
Seks meks, aşne fişne, sıvı, akım, kaygan,
Akarken yılan…
Üşüştüler çürümüş nefesleriyle,
Kokuşurken yalan.
Katkısıydı renklisinden medyanın, taksimde avuçlanan
Bilirdi, tutucuydu, yaşamazdı, hissettirdi hormonları; yavan
Zamanla yalan,
Gerçekten dönme yalan
Her şeyden daha yalan
dolan,
Beynini dolduran,
İsyanını dolduran,
Zamanını dolduran,
Geyiği dönerken dolduran, dolan,
Daha gerçekti,
Avuçlayan
Yalan.
Külü sildi dudaklarından,
Kurumuş mendilden kalan
Yürüdü bitiş çizgisine,
Ne kural, ne hayat, ne solan,
Onu dolduran, beynini dolduran,
Yükte hafif, pahada hafif,
-oysa-Beyniydi boşalan.
Ve deyince, bir süre susmalı kedimce.
Dönmeyince,
Zaman dönünce,
O kendine dönünce,
İçimiz bir önde yürürken bize,
Çarparken; bir kendimize, bir size,
Ayakaltından fazlasıyız dedik,
Ve gittik.
Hakan KaradumanKayıt Tarihi : 31.5.2009 00:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!