Küçük Kadının Dev Sancısı 3 Şiiri - Yoru ...

Bir öykünün sonu...
Ve hemen her öyküde olduğu gibi 'sonuç...' O sonucu bulmaya yönelik sorular...

Daha önce okuduğum için biliyorum.. Sonunu da elbette...
Okuyucu olarak diyebilirim ki...
Öykünün kahramanı 'insanlık dışı' bir yaşama mahkum edilmişse... Ve aynı mahkumiyeti binlercesi yaşıyorsa...
- Tali nedenler,
- Ana nedenler vardır, kanımca...

Tali nedenlerin nedeni de 'ana nedenlerdir' elbette...

Ana neden , 'feodalizmdir...'
Uzunca anlatmaya gerek yok.. Yazdım sanırım...

Feodal düzen 'ilkelliktir...' Bir bakıma düzensizlik...
Yasa, 'ağadır...'
Mülk ağanındır... İnsanlar, köyler, mezralar da...
Kalıplaşmış 'töre' denen kurallar işler... Dinen caiz olduğunu savunan bir de 'şeyh/şıh' vardır.
Törelerin toplumsal karakteri asla sorgulanmaz.. Maksat, mevcut düzeni işler kılmaktır..
Böyle bir düzende en fazla kadınlar ezilir.. Çünkü hemen hiç bir hakka, güce sahip değillerdir.
Irgat sayılan erkekler de ezilir.. Çünkü 'ağanın mülkü üzerinde çalışıp, üretmekten başka' işlevleri pek yoktur...

Gülnaz ne yapabilir?
Binlerce, yüz binlerce Gülnaz ne yapabilir?
Sistemden çıkarı olanlar 'töre budur' diyorsa, boyun eğmekten başka ne yapsın...

Nimet Hanım;

Öykü ve 'sonuç' olarak düşüncelerimi yazdım...
Çabanıza, Gülnaz gibilerin hala var olduğunu gözler önüne seren yazınıza tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum...

Neydi Gülnaz’ın suçu, bilinçsiz bir anne- babaya sahip olmak mı?
Okulu, suyu,elektriği olmayan bir köyde doğmak mı?
Milletine sahip çıkmayan bir ulusa mensup olmak mı?
Mal gibi satılmak mı?
Hayatın içinde kadın olmak mı?
Çocuk oldu Gülnaz,
Bir gün başı okşanmadı.
Kadın oldu Gülnaz,
Farkına vardırılmadı.
Anne oldu Gülnaz,
Yürek yürek hasretti adı.
Güle güle git Gülnaz,
______ Memleketin Doğusundan Batısına- Kuzeyinden Güneyine çokda farkı yok kadınlarımız birbirinden. Görünen yüzleriyle değil gerçek yüzleriyle...!
Yaşadıkları yerler mekanlar farklıda olsa,Kültür seviyesi yüksek,ekonomik gücü olsada,olmasada özde bu memlekette kadına bakış açısı her bölgede neredeyse aynı.Ülkemizde kadın olmak çok zor Nimet hanımcım.Yürekten kutluyorum arkadaşım hayatın içinden küçük bir kesitle bir kadının zorlu yaşamını gözler önüne sermişsiniz ..Etkileyici bir çalışma sizin duyarlı yüreğinizle birlikte okuyucuyu adeta esir alıyor ..Kalemin hiç susmasın güzel yürekli arkadaşım.Başarıların daim olsun.Ant10
Sevgiler dost yüreğine.

Ve o hayat denilen sahnede,kendisine 'Bu senin kaderin' diye alnina hic silinmeyen yazilarla yazilan kendi senaryosunu oynayan,belkide hala oynamaya devam eden bir garibin hikayesini daha, icimizi yakarak da olsa anilarimizin 'unutulmuyanlar' kösesine kayit ettik.Belkide evren var oldugu sürece böyle devam edecek,belkide bir sihirli degnek..! Benim dilegimse;Gülnazlarimiz okusun,asiyeler kendi ayaklari üzerinde durabilsinler,keskin kilicin gölgesi gibi nefes aldirmayan örf adetlerimizi,geleneklerimizi caga uyum sagliyabilmek adina biraz daha mantiklisini,vicdanlisini ön plana cikarabilmek,biz erkeklerinde ön yargilardan arinmis,daha vicdani bir yaklasimla kadinlarimizi sahiplenmek,sevkatimizi,sevgimizi onlardan esirgememek ve daha huzurlu daha mutlu bir toplumda yasayabilmek.
Gercekten,neydi suclari Gülnaz´larin....!

Hayatın içinde kadın olmak mı?
Çocuk oldu Gülnaz,
Bir gün başı okşanmadı.
Kadın oldu Gülnaz,
Farkına vardırılmadı.
Anne oldu Gülnaz,
Yürek yürek hasretti adı.
Güle güle git Gülnaz,
Git mekandan,
Git gözlerimden,
Gide bildiğin kadar git,
Ama yüreğimde hep bir sızı olarak kalacaksın! .. ..../
Nimet hanim daha defalarca okuyacagim,benide herkes gibi derinden etkileyen Gülnaz´in hayat hikayesini anlatan bu cok degerli güzel siirinizi ve sizi en icten duygularla kutluyorum.selam ve saygilarimla.

O sorulara muhatap bırakılan kadınlarımızın kaderi midir bunca eziyet zulüm? Yoksa kader kisfesinin ardına gizlenen narsiz duygular mıdır bunca yokluğa, cahilliğe, iknci sınıf insan muamelesine maruz bırakılmanın sebebi...
Sebep her ne olursa olsun acıyı çeken Gülnaz'lar dır...
Bir çanta ve terliğe gözünde mutluluğun pırıltıları seyredilendir Gülnaz. Bilirim o yürekte paylaşmanın huzuru ve burukluğu yaşanır ancak Gülnaz'ın yüreğinde esen kasırgaları ta buralardan hissetmemek mümkün mü...
Yüreklerimizde böylesi kasırgaları hissettiren ve Ülkemizde birçok kadının yaşadığı veya yaşayacağı acıya parmak basan destansı şiirinizi ve şiirin kahramanı Gülnaz ve Gülnaz'da beden bulan tüm kadınlarımızı saygıyla Selamlıyorum.
Kaleminizi ve yüreğinizi sonsuz kutluyorum Nimet Hanım...++

Sevgili Nimet,
birinci, ikinci ve üçünsü olarak paylaşıma sunduğunuz her bir bölüm için ayrı ayrı teşekkür ve şükranlarımı peşinen sunuyorum.....kadın sorunların özellikle geri bıraktırılmış bağımlı ülkelerdeki kadın sorunların güzelce ifadesini bulduğu bölümlerdi....ama en can alıcı bölüm son bölüm gibi geldi bana....bu bölümde altı iyice çizilerek vurgulanmak istenen Gülnaz yerine 'ya hırço derler bana ya gejo' derler bana itirafta bulunmasıdır....bu çokça anlamlıydı....eğemenler kadınları öyle küçültmüş ....öyle kendine yabancılaştırmış ki ....bu durumu ifade etme cesaretinde bile bulunamıyor olmasıdır........demeki beyinlerde işgal edilmiş demektir.....en korkunç olanı da budur galiba....bu anlamlı çalışmanız için sizi yürekten selamlıyor.....ayakta alkışlıyorum......değerli bir
çalışmaydı......kaleminiz tükenmez olsun diliyorum ...nicelerine....
Selam saygı anlamlı çalışmanıza ve sizedir......

Ya hırço derler ya gejo!


bu kısım çok zoruma gittiii...

İnsanın 'insan' olduğunu unutan o kadarda 'insan' olanı utandıran ve kendisini bile 'insan' yerine koymayan bu nedenle hayatını paylaşan , çocuklarının annesini ne yazık hemde çok yazık 'ayı' olarak tanıyan bir bir aile reisi, içinde yaşadığımız toplumun bir ferdi, toplum olarak bizim ayıbımız ve kusurumuz.Eğitimin, sosyal çevrenin, çekirdek aile olarak anne baba aile sosyolojisinin kusuru. Bu örneklerin azalması için önlemi sağlam karakterleri yetiştirecek dinamik ve enerjik bir eğitim...Paylaşım için teşekkürler... sağ olun...Nimet hanım

Gülnaz... Nazı sadece adında kalmış. Ne nazlayanı var ne de nazlanacak kimsesi. Sayısız ziyan kadından biri Gülnaz... Canım arkadaşımın objektif gözlemiyle günümüzün bir kadın sorunu daha masaya yatırılmış bu değerli yazı dizisiyle.

Finaldeki:

Neydi Gülnaz’ın suçu, bilinçsiz bir anne- babaya sahip olmak mı?
Okulu, suyu,elektriği olmayan bir köyde doğmak mı?
Milletine sahip çıkmayan bir ulusa mensup olmak mı?
Mal gibi satılmak mı?
Hayatın içinde kadın olmak mı?

Galiba en büyük suçu Kadın doğmak... Elinde miydi cinsiyetini, ama- babasını seçmesi?... Gün geçmiyor kadına şiddeti veya bu şiddet sonucu ölen kadınları anlatan haberler. Üstelik en iyi eğitim almış olan erkekler de uyguluyor kadına şiddeti... Eminim biraz sevgi olsa, ona da razı olacak Gülnaz...

İŞTE TOPLUMUN KANAYAN VE HİÇ İYİLEŞMEYECEK YARALARINDAN BİRİ.


Çocuk oldu Gülnaz,
Bir gün başı okşanmadı.
Kadın oldu Gülnaz,
Farkına vardırılmadı.
Anne oldu Gülnaz,
Yürek yürek hasretti adı.
Güle güle git Gülnaz,
Git mekandan,
Git gözlerimden,
Gide bildiğin kadar git,
Ama yüreğimde hep bir sızı olarak kalacaksın! ..

Hüzünle fakat ilgiyle okuduğum bir yazı dizisiydi önemli bir konuda. Kutluyorum içtenlikle ve Nimet hanımcığım... Sevgimle...

Nimet hanımefendi kardeşim.
Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Medeni kanuna bakarsak kadınlarda erkeklerle ayni haklara sahip. ŞER,İ kanuna bakarsak kadınlar ayağının altında Cennet olan [ S.A.V. ] Efendimizin buyurduğu gibi EMANETULLAH olan ana. Bu eli ayağının altı öpülesi akadınlar, Manen erkeklerden bir adım öndeler.Bu bilince ulaşamayan Mehmet ve Mehmedi yetiştiren ana babanın eseri Gülnazlar ve Mehmetler.Şiirinizi okurken çok duygulandım. Duyarlı yüreğinize sağlık Tebrik ediyorum. Saygı sevgi selam ve muhabbetlerimle ESEN KALIN KARDEŞİM.

Güzel ve çok anlamlı bir çalışma...Kutluyorum.