1001- Bizde bir laf vardır der ki “ İnsan insanın kurdudur. Bu söz ne yazık ki boşuna söylenmiş bir söz değil. Hâlbuki insan insanın yurdu olsa daha güzel değil mi, ya da ufku? Fakat bir türlü tatmin edemediğimiz hırsımız, evcilleştiremediğimiz ilkel yanımız, zapt edemediğimiz nefsimiz bizi bize bırakmıyor. Yazık değil mi bize?
1002- Rıza-i İlahi'ye uygun hareket etmenin yolu şükür nimetini gereği gibi kullanmaktan ve kişinin hayatının her anında şükretmeyi kendisinde alışkanlık haline getirmeyi bilmekten geçer.
1003- Aslolan tavır ve davranışlarımızı başkalarının bizi övmesi için değil, Cenab-ı Allah'ın rızası doğrultusunda düzenlememiz gerektiğidir. Yoksa uğraşımız boşuna olur ve Allah indinde bir kıymete sahip olmaz. Azze ve Celle.
1004- Bu dünyayı da hepten yok saymamalıyız. Mademki bu dünyaya geldik, ecel izin verdiği süre içinde ve tabi yaşarken de mutlu olmanın yollarını arayacağız. Bunun için pek çok yol var. Ama bence en önce vazgeçmeyi kabullenmek gelmelidir. Çünkü insan vazgeçmeyi başarabilirse hırs ve tutkudan azade olur.
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta