Dün gece geçtim
Yaşadığın şehirden
Uyandırmaya korkarak sessizce
Solgun sokak lambalarını eşliğinde
Bir sessizlik
Bir ben
Güneş,herzamanki gibi doğarken
Karanlığın böğrüne
Hüzme doldu,odaların birine
Sabah olsun hiç istemiyordu
Bütün gün okulda arkadaşlarından saklanıyordu
Elbiseleri,ayakkabıları eski
Çal sazım,sular serp yangın yüreklere
Dört duvar arasında olsanda,bozma ahengini
Kavuştur ayrı yar'ları birbirine
Ver gönüllere aşkın zenginliğini
Çal sazım coştur mecliste yürekleri
Elele tutuşsun nağmeler,harelensin
Demin
Solgunlambaların altından
Bir sarhoş geçti
Hem içkiden,hem aşkından
Sarhoştu
Sevdiğinin sapsarı saçlarına içti belki
Çocuk,
Cama öpücük kondurdu
Annesi otobüse binmiş, işe gidiyordu
El salladı umutsuzca,gözü yaşlı
Otobüse seslendi, çabuk getir anacığımı
Güneş,
ÖLÜMÜYLE VAROLAN BABAMA
Bu hayata geldim bir senin yüzünü göremedim
Bu hayatta bir seninle konuşamadım
Senin yokluğunu içime gömerek yaşadım
Tam 12 yıl boyunca
Çıplaklığından utandı
Dudağının neminde,serinledi
Yüreğinde yatak yaptı,seviştiler
Gözlerinde seyrettiler,kendilerini
Aşk,onları kucakladı
Uyudular aşkın koynunda
Bir türkü çağırır beni uzaklardan
Hasret yüklü bir türkü
Eşlik etmek istedim
Edemedim
Yorgunluk yüklü türküler çağırır
Dağların arasından
Kadın,erkeğin saçını öptü
Erkek de
Ciğerlerine çekti yosun kokularını
Altın birer tas içinde
Kendilerini birbirine sundular
Yudum,yudum içtiler birbirlerini
Esmerim
Sana ne diyeyim
Ciğerim seni görünce yanıyıor
Ben şimdi neyleyim
Gözlerin bakıyor buğulu
Yüzün zaten gizem dolu




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!